Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '08

 
Kategori
Deneme
 

Bir aşk hikayesi

Bir aşk hikayesi
 

14 Şubat akşamı gecenin karanlığı gibi bir korku sarmıştı genç kadının gönlünü. Bu gün hem de herkesin birbirleriyle sevgisini paylaştığı gün duyamamıştı sevdiğinin sesini. Aralarında uzaklık vardı ama, genç kadına göre sevgi yavaş yavaş bu yolu oldukça kısaltıyor ve birbirlerine yaklaştırıyordu onları.

Günaydın demeden bir günleri birbirlerinin sesini duymadan geçmezdi çoğunlukla zamanları ve mutluydular genç kadına göre, seviyor seviliyor ve bunu hissediyordu!.. Ufak tefek zorluklarına rağmen aradakı mesafenin... Ama bu gün nedense bir çok şeyini paylaştığını düşündüğü sevdiceği diğer senelerde dile getirdiği bugün için özel olan mesajlarından bir tane bile alamamıştı, almayı bırak ulaşamamıştı bile.. O arayamıyordu. Bundan birkaç gün evvel sevdiğinden bir mesaj aldı "Bugün sıkışık zamanlara sığdırmak zorunda olduğum çok işim var canım. Umarım anlayış gösterirsin. Yarın da sürecek sanırım "diyen gülümseyen bir yüzle gönderilen mesajlarına pek te yabancı değildi aslında . Öyle değil midir sevmek fedakarlık ve anlayış demek değil midir? Bu mesajdan sonra nasıl arasındı ki...

Uzun zamandır sevdiğine bir süpriz yapmak istiyordu genç kadın. Bu günü önemsememiş gibi görünüp o gün yanında olmak, her zaman mesajla söylediklerini sevgisinin kulağına fısıldamak ve onunla olan özgürlüğüne ilk adımı müjdelemek için!.. Oysa ki başka yollarda müjdelemişti özgürlüğünü... Fakat aldığı bu ileti, onun biraz gerilemesine neden olmuştu ve bu büyük süprizi erteledi kendince... Bir mesaj beklerken düşündü bunları... Oysa beklenen mesaj hala gelmemişti. Bıraz kırgın ama merakla bekliyordu genç kadın. Ya kendisine bir şey olduysa diye. Aslında bu ilk değildi ve ne de son olacaktı genç adamın yaptığı. Karşılıklı hep bir anlayışları vardı. Genç adamın isyanları çoğunlukla olmakla beraber her zaman alttan almayı tercih ediyordu kadın... Aşk ya bu, feda etmek fedakarlık, olduğu gibi kabul etmek kavramlarının arasında sıkıştırıyordu kendini...

Ve o akşam aşk şarkılarıyla ve şiirleriyle bir oyun oynadı kendisiyle çalan her şarkıda seslendi sevdiğine ve sevildiği sandığı sevdiceği adına ve böyle başladıç

Genç kadın yüreğindeki tüm isyanlarala seslendi "İkimiz sevmiştik, delicesine ayırdılar bizi, ölürcesine ölmeden, toprağa gömercesine, bir gönül sayfası daha kapandı."Genç adam yanıt verdi ÜMİT YAŞAR'ın şiiriyle"Ne hasta beklerdi sabahı / Ve ne genç ölüyü mezar / Ne de şeytan bir günahı / Seni beklediğim kadar" ve devam etti."Her kederin tesellisi bulunur, üzülme insan ne kadar sevse unutabilir" Genç kadın tekrar cevap verdi SEZEN AKSU'nun hepimizde iz bırakan şarkısıyla "Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından dön demeye utanırım zavallı korkularımdan arkasına saklandığm gururumdan" VE arkasından YALIN'nın ZALİM'i "Gelipte bir tanem olmaya ne hakkın var"...

Ve bu aşk zamane aşklarına yenilir, ihtiyaçlara yenilir...

Sadece şarkılarda hatırlanacak bir AŞK olmuştur artık. Geriye dönüşü olmayan yaşananları koca bir yalan'a sığdırarak dinlerken....

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..