Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '07

 
Kategori
Babalar Günü
 

Bir baba için çocuk yetiştirmek.

Bir baba için çocuk yetiştirmek.
 

Dün cuma günü idi. Cuma namazında hoca efendi Hutbe de çocukların yetişmesi hakkında bizleri bilgilendirirken, geleceğimiz teminatı olan çocuklarımızın, bizim kanımızdan olduğunu ve onları en iyi bir şekilde yetiştirmek bizlere yani ebeveynlere düştüğünü söylüyordu.

Bir an düşündüm, çocuklarımız, bizim çocuklarımız. Geleceğimizi teminatı olan bizim çocuklarımız. Onların gelişimi için her imkanı vermemiz lazım ebeveynler olarak diye düşünmeye başladım.

Bir yanda da aklımda bir soru daha oluştu. Çocuğun varsa derdin var. Var mı acaba?

İşte bu soruya cevap olarak "Evet" demek zorundayım ister istemez. Çünkü canlıların içinde çok zor yetişen tek bir varlık varsa o da insandır. Öyle ki onları toplumuza kazandırabilmek ve bugünkü durumumuzdan daha ileri bir düzeye götürebilmek için kendi ana ve babalarımız bizleri nasıl yetiştirdilerse bizler de yavrularımızı aynı şekilde yetiştirmemiz gerekmektedir. Çünkü hiçbir zaman anne ve babalarımız bizleri yetiştirirlerken, bundan sonra “Nasıl olsa ben öleceğim, ne olduklarını göremeyeceğim geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın karşılaşacağı zorlukları göğüs germesi için onlara yol göstermeyim.” dememişlerdir.

Atatürk bile “Cumhuriyeti biz kurduk, onu ilelebet yaşatacak ve yüceltecek olanlar bizden sonra gelecek gençlerdir!” dememiş midir?

Hey öyle ise, ben de sesleniyorum. “Bana ne!” diyen, “Ben öleceğim için çocuklarımın ve torunlarımın ne durumda olacağını görmeyeceğim.” diyen ebeveynlere birkaç sözüm var da.

Yaşları ne olursa olsun ister 0, ister 7, isterse 18, ya bizim ya da bir başkasının hiç fark etmez hepsi bizim evlatlarımız. Diğer ülkelere nazaran Türkiye’yi daha ileri bir düzeye götürebilmek adına diyeceğim odur ki onların mutlu olabileceği, onların yaptığı işlerde zevk alabileceği mesleklere yönlendirmemiz lazım. Çocuğumuz ilerde “Ailem benim doktor, mühendis olmamı istiyordu ama ben küçükken futbolcu olmak istiyordum. Babamdan habersiz seçmelere katıldım seçildim ama babam beni oralardan aldı ve okula yazdırdı. Sonunda onun dediği olsun diye istediği mesleği seçtim ama mutlu değilim.” demesi daha mı iyi olacak? Belki çocuk istediğimiz mesleği seçmeyecek. Sevdiği bir meslek vardır kafasında. Ben bir futbolcu örneği verdim. Belki futbol dalında değil de sanat dalında da olabilir bu, ya da başka bir dalda, hiç fark etmez.

Çocukların isteği doğrultusunda hareket edelim. Bizlerin isteğimiz doğrultusunda değil.

Kızlarımıza gelelim. Hala geri kalmış bölgelerde kız çocuklarımız okula gitmemektedir. Öyle babalar var ki aklım hala geri kalmışlığımızın bir aynası olarak görüyorum ve üzülüyorum onların adına. Yazık diyorum Atatürk Türkiye’sinde. Kızlarımızı belki okutmuyoruz, belki de okul yüzü göstermiyor onları karanlık yarınlara hazırlıyoruz. Sormak lazım. O çocuğu 13-14 yaşlarına gelip evlendirerek o kızlarımızı mutluluk çemberin içine mi attığını sanıyorlar. Belki o kız okuyup doktor olacaktı. Ama şimdi o kızın, kocasından dayak yediğinden haberin var mı senin e be adam? Kızın oralarda koca dayağı yerken sen nasıl yerinde rahat olabiliyorsun? Anlamış ta değilim. Kızın koca evinde mutsuz, baba evine dönmek istiyor halbuki sen “Bir kere evimden çıktı, artık buraya ölüsü gelir.” diyebilecek kadar yüreksiz bir baba mısın sen be adam?

Halbuki o kız evlatlarını okullara gönderir okutabilirsek, ilerde hakkını arayabilecek, çocuklarını yetiştirebilecek anne olmalarını sağlayabiliriz.

Çocuk yetiştirmek o kadar da çok zor ki halbuki sizler bir baba olarak sorumluluktan kaçıyorsunuz. Yani kolaya indirgiyorsunuz babalığı. Babalık bu değildir. Babalık şefkattir, merhamettir. İlgi göstermektir. Bu dünyaya kız olarak gelmek onun kabahati değildir. Kesinlikle onu cezalandıramazsınız kızlarınızı kocaya vermekle. İş bundan da kalmış değil. Siz burada otururken, nasıl oluyor da rahat olabiliyor sunuz?

Yarın Haziran ayının üçüncü pazarı. Anımsadığım kadarı da “Babalar Günü” olsa gerek. Analarımızdan sonra gelen en değerli varlıklar. Bizim babalarımız. Şan babaları.

Baba olalım baba. Şan babası değil!

Ben bir baba olarak kendi kızlarımın, benim "ßabalar Günü'nü" kutlamadan önce kendi babamın ve sonra dünyada ne kadar baba varsa hepsinin "ßabalar günlerini" candan kutlamak istiyorum kabul buyurursanız.

Not: Resimdeki kızlar benim sevimli kızlarımdır!

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..