Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Ağustos '07

 
Kategori
Mizah
 

Bir delinin günlüğünden / İmdaaaat

Bir delinin günlüğünden / İmdaaaat
 

Bir delinin günlüğünden… Yani şu ballandıra ballandıra anlattığımız kabilede akıllı olmakta pek mümkün görünmüyor. Sıkı bağlarımız dışında böyle bir özelliğimizde var. 91 yaşında dünya tatlısı bir babaannem var. Bize olan düşkünlüğünü biraz abartınca ortaya gerçekten komik görüntüler ve bize de ileride anlatacak hoş anılar olarak kalıyor. Tüm kuzenler okul, iş ve evlilik sebepleriyle dışarıda olduğu için elindeki kurbanlar Fulya ve ben oluyorum. Tüm ilgi, alaka ve sıkboğaz etme işlemleri üstümüzde denenmekte…

Cennet’in çiftliğinden anılar

- Ahahaha… Bu “Cennet’in Çiftliği” benzetmesini süper ikili Sündüs ve Fulya ablam bulmuştur. Sokağımızın başında büyük bir tahta kapı vardı. Bizim süper ikili bu kapının üzerine “Cennet’in Çiftliği” yazmıştı. Babaannem deli olmuştu. Eee sonuç belli. Terlikle kovalanma :)) Helal babaanneme. Bu ikisine yapılan tüm eziyetler sana sevap olarak yazılacaktır… hehehehehe

- Babaannem sevimli olduğu kadar meraklıdır. Bir gün sokakta oturuyoruz. 20 m ilerideki caddeden geçen arabaları görebiliyoruz. Ama Fulya’nın bilmediği ya da es geçtiği bir konu var. Babaannem tüm ciddiyetiyle soruyor. “Fulya, şu geçen araba kim ola”… Zavallım şaşkın bir suratla bakakalıyor. O bişey değil, akşam boyunca bunu soruyor ona.

- Babam 61 yaşında. Babaannem babamı hala 15-20 yaşlarında oğlu gibi görüp hala üstüne başına ve yediklerine dikkat eder. Hatta onu sevindireceğini düşünerek; bize gelirken cebinde portakal ve şeker getirir :))

- Babaannemin gözünde çocukları büyümez. Halam 58 yaşında. Ama 15’lik genç kızlar gibi davranır ona. Kesinlikle oturmasına müsaade yok. Oturduğu an babaannem hemen bir iş söyler. Ah halacım senin işin hepimizden zor.

- Dün akşam Fulya ablamla yemek hazırlıyoruz. Önce babaannemin yemeğini hazırlayalım dedik. Fulya ablam yerinden kaldırmamak için tepsiyi koydu önüne. Hemen soru geldi “ bu önüme koyduğun ne”… “Tepsi anneanne. Yemek getireceğim sana”.. “Bu ne? Ne yiyeceğim ben”

- Çay içip içmeyeceğini sorduğumuzda; yüzünü buruşturarak “İçsem mi bilmiyorum. Midem de kötü ama. Sen açık bir çay koyuver kızım”... 20 dakika sonra beklenen tepki gelir… “Bu çayı bana niye verdiniz. Midem ekşidi işte. Hiç düşünmüyorsunuz beni”

- Alper abim ve benim müzik dinleme zevkimiz biraz farklıdır. Kısık sesle müzik dinleyemiyoruz. Müzik dediğin bangır bangır dinlenir değil mi? Eee bir yandan ben, diğer taraftan abim sesini açınca müziğin babaannemin tepkisi çok normal olmuyor. “Eşek sıpaları, dansöz oynatıyorlar sanki. Azcık kısın şunun sesini”

- Babaannem kendi evinde kalır ve hiçbir zaman çocuklarının evinde kalmaya ikna edemedik. Bir gün evine bırakıyorum onu. Elinden tuttum gidiyoruz. Tam evin önüne geldik. Durdu. Sinirli bir ses tonuyla “ Siz ne biçim çocuklarsınız. Hiç uyumuyorsunuz. Sağa bakıyorum Fulya uyanık, sola bakıyorum sen uyanıksın, karşıma bakıyorum Alper. Uyuyun eşek sıpaları da bende rahat uyuyayım”

- Telefonuma baktığımda 20 cevapsız çağrıyı görünce meraklandım. İş yüzünden sessize aldığım telefonuma gelen çağrılar kuzenlerden gelince bir sorun olduğunu düşündüm. Geçen kısacık saniyelerde aklıma bin bir türlü kötü senaryo gelişti. Aradığımda, eve geç kaldığım için babaannemin ortalığı ayağa kaldırmış olduğunu ve bizimkileri deli ettiğini öğrendim… Ah canım benim ne de sever benim :)))

- Yazın bizimkiler yaylada olduğu için yemekte halalarda olurum. Ama babaannem onların beni aç bırakacağını düşünüyor olmalı ki kendine verilen yemeği yemeyip bana ayırır… Oy oy gelde çıtır çıtır yeme şimdi onun yanaklarını…

- Yemek seçmemden hep şikâyetçi olmuştur. Hele de solgun bir yüzle geldiysem eve. Hemen söylenmeye başlar “ seni görende sağlıklı sanar. Et yemez, ot yemez, tatlı yemez. Ne olacak senin bu halin”… Yüzünde öfke ve acıma arası bir görüntü vardır bunları söylerken… “Eşşoleşşek” der ve televizyon izlemeye devam eder :))))

- Dün akşam o muhteşem sorularını bize yöneltmeye devam etti.

Sonuç : Fulya ve ben çığlık çığlığa “İmdaaaaaaaaaaaaat” diye kaçtık. Sanırım o akşam yine piyango halama vurmuştu :))))


Not : O bizim kıymetlimiz. Bu yazı Canım babaannem'e

Fotoğraf : http://www.deviantart.com/print/245/

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara