- Kategori
- Deneme
Bir gün

Bahri abi ile yürümek ona olduğu kadar bana da iyi geliyor. Bütün gün koşturmasına rağmen akşamları da yerinde duramıyor. Tabi ben de onunla birlikte yerimde duramıyorum. Her akşam yürüyoruz. Durmadan.
Bir kuş uçtu tepemizden. Feryat figan uçtu hem de. Daha önce hiç görmediğim, Afrika coğrafyasında yaşayan bir kuş türü herhalde. Şahin gibi ama şahin değil. Daha küçük. Tepemizden bağır çağır geçti ya. Bahri abi hemen söze girdi.
-Bak bir derdi var belli. Yoksa niye bağırsın çağırsın.
Ben kuşa baktım. Gözümün önünden kaybolana dek onu takip ettim.
-Umarım bir derdi yoktur. dedim. Bir sessizlik girdi aramıza, epey bir süre yakamızı bırakmadı.
Ertesi gün aynı saatte hemen hemen aynı yerdeydik. Aynı kuş, aynı şekilde tepemizden uçtu. Bu defa gülümseyerek izledik.
-Bak keratanın bir derdi yokmuş. Dedi Bahri Abi. Elleri arkasında. Ben ise gülüyorum. Nedense onun bir derdinin olmaması beni çok mutlu etti.
-Benim için mutlu olmak için çok büyük bir neden. Dedim, ona dönerek.
-Ya öyle konuşma, canımı sıkma. Şurda bir iki sene dayanacaksın hayatını kurtaracaksın.
Bu defa susmakla yetindim. Genelde oğlumdan, ailemden bahsederdim. Kaç para ne kadar ayrılığa son verir diye sorardım ona. Canı sıkılırdı onun da. Altmış yaşında adam bu kadar can sıkıntısını nasıl kaldırsın ki. Benim ki eşeklik diyeceğim ama içimden. Duyarsa epey bir süre güler bana.
Ertesi gün şantiye sahasına bakan tepelerden birine çıktık. Geldiğim günden beri o tepeye çıkmak istiyorum ama utanıyorum birilerine demeyi. Bahri abi benden deli. Yürüyüşe başladığımızın üçüncü günü beni o tepeye çıkardı. Zor yetiştim ardından. Tepede durdum, ellerim dizlerimde. Zor nefes alıyorum. Uzunca bir süre dalga geçti benimle.
-İnsan mısın sen Bahri abi. Geberdim ya. Dedim. Ama bir pişmanlık sardı içimi. Tepeden inene kadar kafa buldu benimle. İnerken başka bir taraftan indik. Karşımızda çok daha büyük bir tepe. Beş yüz metre vardır aramızda.
-Bak dedi, başka zaman ona çıkacağız. Ama tatil olduğu bir gün çıkalım. dedi.
Ben tepeye baktım. Baktıkça büyüyor sanki.
-Çıkalım, çıkmazsam oraya ben adam değilim. Kızmışım Bahri abiye ya büyük laf ettim galiba.
-Ha şöyle dedi. Yola gel biraz.
-Yola geldim, gelmez olur muyum Bahri Abi, ikinci bir Bahri yetişiyor sayende.
Durdu, bana baktı. Sonra yürüyüşüne devam etti.
-Yeryüzü Bahri'nin yüzü oluncaya dek sürecek yürüyüşümüz dedim. Ardından bağırarak.
-Nerden buluyorsun bu lafları ulan. Akşam akşam güldürüyorsun beni dedi, hiç durmadan.
Sonra başka bir kayaya zıpladı. İnmiyor, uçuyor sanki. Ya daha genç olsa ne yapardım dedim, söylene söylene peşinden yürümeye devam ettim.