Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir kadın ve bir erkeğe dair.

Bir kadın ve bir erkeğe dair.
 

Darmadağındı kadın, serseri mayın gibi nereye nasıl gideceğini bilmeden, sağa sola savruluyor, henüz hedef bulamadığı için de patlayıp infilak etme olayı gerçekleşmiyordu. Hayatının bir düzene sahip olması, sorumluluklarını daha iyi anlayabilmesine , daha kolay yerine getirebilmesine ve somut sonuçlar elde edebilmesine yardımcı olacaktı oysaki. Halbuki bu sıralar düzende gibi gözüküyordu her şey. Başarıları ve kazançları yaşamak, bunların zevkini çıkartmak ve bu zevki sevdikleri ile paylaşmak varken, gereksiz konularla boşu boşuna vakit kaybetmekteydi. Uzun vadeli planlar yaparak, geleceği de garanti altına almak şu dönemde ve bu şartlarda artık olanak dahilinde değildi. Bu da kadının geleneksel olana yakın durmak varken, hala risklerin denenmemişliğinde maceralar peşinde koşmasına neden olmaktaydı.

Sorunları ile ilgili olarak, somut fırsatlara ihtiyacı vardı. Bu da, yaptığı veya kalkıştğı işlere, somut nedenlerden yola çıkmasından, gereken sabrı ve dayanıklılığı göstermesinden, kendisine sunulan sorumluluk ve dikkat derslerini reddetmemesinden geçiyordu. Bütün bunları hayata geçirebilirse olumlu sonuçlar yaşayacağını kendide iyi biliyordu. Kadın için öneme sahip olan tüm konularda, akılcı yolu seçmesinin, mantıklı olmasının her zaman iyi sonuç vermesi ve kadını başarıya götürmesi kaçınılmazdı.Kadın disiplinli, tutarlı ve sabırlı yaklaşımları olursa kazanabilecekti ancak.

Oğlak burcu, esmere doğru koyu kumral, koyu renk gözlü, hoş ve çekici bir fiziksel görünüşe sahip bir adamın, keskin ve vazgeçilmez zekasının, müthiş öngörülerinin, hitabet ve ikna yeteneğinin, sadece adama yakışan , yakıştığı için de hoş görü ile karşılanabilme toleransına sahip küfürlerinin, akıllı, mantıklı, çok yönlü ve sosyal, kişilik özelliklerinin girdabına kapılmış gidiyordu.

Yapacağı tek şey, düşünsel alanda mücadeleleri deneyimlemekten ve kendi sınırlarını zorlamaktan hiç bir şekilde vazgeçmemek olmalıydı. Pozitif yönden bakıldığında, sevgilisi, kendisi ve zaman zaman da başkaları tarafından kimi zaman, yüzeysel, duygusuz, fazlaca meraklı olarak nitelendirilen davranışlara sahip olmasına rağmen, zekası, ilişkilerdeki başarısı, esnekliği muhakeme ve yorum yeteneği ile her zaman takdir ettiği bir insandı. O'nunla vakit geçirerek yeni bir şeyler öğrenmek, bilgi rezervini genişletmek, mücadele edebilme yeteneğini geliştirmek, sevgilisine ve hayat görüşüne dair her şeyi öğretmekten ve paylaşmaktan başka iseği yoktu kadının.

Negatif yandan bakıldığı zaman ise, adamın fazlaca havai yapısı duygusal yanının olmadığını düşündürüyordu kadına. İnsanların duygularının daha ön planda olabileceğini düşünmediği için, duygusal paylaşımların ve tatminin, büyük bir ihtiyaç olabileceğini anlamakta ve kabullenmekte zorlanıyordu adam. Tamamen mantığıyla ve şartlara göre karar veriyor ve eyleme geçiyor, hem kendisinin hem de başkalarının duygusal ihtiyaçlarını gözardı edebiliyordu kolaylıkla.

Kadın öyle zannediyordu ki, tekdüzelik ve rutin, adamın hayat gücünü kaybetmesine ve yıkılmasına dahi neden olabilecek kadar zararlıydı. Adam, duygusal boyutta hareket etmek istemediği ve hislerini devreye sokmakta geciktiği için, pek çok fırsatı da kaçırıyordu. Yine de adam, kendi zekasına güvenmesi, düşüncelerinin parlaklığı, dışa dönük ve kolayca adapte olabilen, sosyal davranış biçimi ile kadının aklını başından, ruhunu bedeninden çoktan almıştı.

Bu kadar çok ve yoğun sevgi itecekmiydi kutupları yoksa çekecekmiydi?

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..