Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bir köy köpeği: Coni

Bir köy köpeği: Coni
 

Köydeki köpeğimiz sevgili Conni


Her yaz tatilinde, Akdeniz'deki yaşadığım şehirden, doğup- büyüdüğümüz esas memleketim Trakya'ya gelirdim. Görev gereği, uzakta yaşadığım Trakya' daki bu köyümüzü sene boyunca özler dururduk. Yaz gelip te, küçük oğlumla köyümüze varınca, oğlum köy evimizin bahçesindeki tavuk, horoz, civcivler, kediler, köpeklerin arasında bir o yana bir bu yana koşturur dururdu. Annem, evcil hayvanları çok sever ve mutlaka bir köpek besler. Annemin bakıp büyüttüğü, beslediği köpeklerin hepsini tüm ev halkı da çok sever, o hayvanlar da bizleri asla unutmaz ve yolumuzu gözlerlerdi.

Gene bir yaz tatilinde köye varınca, bu sefer epey ilginç bir köpek yavrusu karşıladı bizi. Açık kahve renkli tüyleri, kısa boylu ama uzun gövdesiyle ayaklarımıza dolanmaya başladı. Kız yeğenim, bir başka köyden alıp, anneme getirmiş bu köpeği. Kendinden önceki köpekler gibi, annem tarafından yeme- içme, bahçenin hangi köşesinde yaşam alanı oluşturma vs gibi davranışları çarçabuk öğrenmişti bile. Oğlum ve küçük kız yeğenim, bütün gün bu yavru köpekle oynaşıp dururlardı.

Sonunda ona bir de isim taktılar: "CONİ"..

Artık Coni köpek, kucaklarda taşınıp, hepimizden sevgi, ilgi görerek büyüyordu. Ev sakinlerinden gördüğü sevgi ve ilginin kat be kat fazlasını da, minnettar bakışlarıyla, çocuk gibi sokulma, koklayışlarıyla bize geri sunuyordu. Yaz sonunda istemeden vedalaşarak, Akdeniz'deki şehre doğru yola koyulurduk. Bizi, köy meydanındaki otobüse kadar takip eder ve otobüs hareket edene kadar da eve geri gitmezdi. Sanki bir insan gibi, her seferinde evden gidişimize üzülür ve bir sene sonra geldiğimizde de, bizleri hiç unutmadığını, üstümüze atlayarak coşkuyla gösterirdi.

Bir köy köpeği olarak, bahçede bir uygun köşede yatar uyur, kışın da kömürlükte barınırdı. Sadece ev yemeklerinden arta kalanlarla beslenir, annem kendisine bazen özel yiyecekler de hazırlardı. Köydeyken geceleri ara sıra Coni' nin havlama seslerine uyanırdım. Sabaha kadar da evin ve bahçenin etrafında dört döner ve hoşlanmadığı kedileri, köpekleri eve yaklaştırmazdı.

Bazen bu havlamalarını iyice abartırdı. Yanına gidip baktığımızda da ya bir kediye sinir olmuştur ya da bilinmedik yabancı bir köpeğe kafası bozulmuştur. Bir de bizden destek bulursa, olayı iyice abartırdı. Fakat köydeki komşulara ve gelen- giden yakınlarımıza, çocuklara korkutup, asla havlamaz, insanlara temkinli ve özel bir saygı gösterirdi. Bazen ev halkıyla, traktörün arabasına biner ve tarlaya, bağa- bahçeye de giderdi. Annem, köyün yakınındaki sebze bahçesine bazen yürüyerek gider, Coni de hemen peşine takılır ve annemi adım adım takip ederdi. Sebze bahçesine varınca da, tarlanın heryanını koklar, eşeler, kaşif gibi heryanı dolanırdı.

Köpeğimiz Coni, uzaklarda yaşadığımız yıllarda, her telefon görüşmelerimizde, hali- hatırı sorulan, yaşayıp yaşamadığı, sağlığı merak edilen bir varlıktı bizim için. Artık Trakya' ya geri gelip, yerleştikten sonra daha sık görüyoruz köpeğimizi.

Coni'yi gözlemlerken, bahçede yanına gidip başını, sırtını doyasıya okşardım, o anlarda kendinden geçerdi. Dakikalarca okşayp, sevsem, bir de kucağıma alsam diye bekler dururdu. Ev halkından beklediği de sadece buydu: Sevilmek, korunmak.

Bu sene yılbaşında köye gittiğimde, gene herzamanki gibi bahçede karşıladı beni. Fakat eskisi gibi koşarak yanıma gelemedi, ağır ağır yürüyor artık. Çünkü Coni, nerdeyse 14 yaşına girdi, köpek yaşamına göre, epeyce yaşlandı. Bazı hastalıklar, yaşlılık durumu, Coni'yi epey değiştirmiş. Hızlı yürüyemiyor, koşamıyor, gözleri de iyi görmüyor ve havlarken de sesi kısık kısık çıkıyor. Zaten eskisi gibi, geceleri sabaha kadar evimizin etrafında koşturamıyor ve havlama seslerini de ender duyuyorum. Çünkü kömürlükte ona ayrılan köşede, eski bir minderde devamlı yatıp- uyukluyor. Acıktığı zamanlar bahçeye çıkıp, şöyle bir etrafı kolaçan edip, gene köşesine çekiliyor.

Yaşlılık hali, insanlar ve hayvanlar için nerdeyse aynı sonuçları yaşatıyor: Bitkinlik, güçsüzlük, hastalıklar, yorgunluk ve yalnızlık.. Yılbaşı sabahı bahçeye çıkıp, Coni'yi uzun uzun okşayıp, sevdim. Önünde yere çömelip, başını okşayarak, bunca senedir bizlere verdiği sadık sevgisi, saygısı, adeta otomatikman yaptıgı koruma görevleri için, gözlerine bakıp ta ona teşekkür ettim. Sanırım anladı ve ayağa kalktı, ön patilerini omuzlarıma koydu, yüzümü, boynumu, heryanımı koklamaya öpmeye başladı !! Beni uzun uzun kokladı ve aynı anda, sanki küçük bir çocukmuş gibi, mırıltılı sesler çıkartıp, adeta bana sevgi gösterisi sundu.

Bir yandan mutluluk hissederken, bir yandan da, "Allahım, insanoğlu bu köy köpeği Coni kadar sevgi dolu olsaydı ya!!" diye iç geçirdim. Köyde büyüyüp, yetişen, nerdeyse ömrünü hep bizim köyevinin bahçesinde geçiren, köydeki diğer sokaklardan, bahçelerden bihaber olan Coni, sanki tüm dünyayı gezmiş- görmüş, binlerce insan ve türdeşi köpek tanımış kadar bilge bir köpek.. Bir an Coni, sanki bilge bir insanmış ta, Tanrı onu bu seferki hayatında, bu kılığa sokmuş ve bizim evin bahçesine yollamış gibi hissederim.. Bütün günümü, gecemi onunla geçirsem de asla sıkıntı yaşatmaz bana. Sadık olduğu ev halkının her birinin huyunu- suyunu ezbere bilir ve herkese ona göre ayrı ayrı davranır. Bunu bir insan bile zor başarıyor oysa.

Yaşı iyice ilerlemiş köydeki köpeğimiz Coni, beni her seferinde hayretler içinde bırakan hafızasıyla, bizi hiç unutmadığını gösteren sevgi gösterileriyle, bir insan gibi sarılıp- koklamalarıyla, ev halkının her birini ayrı ayrı sevdiğini gösteren davranışlarıyla hep şaşırtıyor. Son aylarda, O'nu her görüşümde, içim acıyor, yaşlılığını ve çektiği bedensel zorlukları gördükçe, çaresizliğimden eziliyorum.

Doğup, evimize gelişinden bu yana, bizlerle geçirdiği her gün, hayatımıza renk ve sevgi kattı. Evimizi terk edip, gitmediğine göre, Coni de , bizlerle mutlu oldu ve huzurlu yaşadı, diye de seviniyorum.

Coni, bir köy köpeği olarak, yaşamının 14 senesini hep bir köyevi bahçesinde, mütevazi bir şekilde, sevdiği ev halkıyla geçirdi. Kendisine verilen sevginin kat kat fazlasını, O' da bizlere göstererek, yaşamımızı paylaştı.

O'nu yaşlılığından dolayı kaybedeceğimiz günler yakında, hissediyorum. Coni ile geçen yaklaşık 14 sene zarfında , bizlere yaşattıklarından ötürü ona minnettarım. Umarım bizler de onu mutlu edebilmişizdir.

 
Toplam blog
: 28
: 3603
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Edirne, Trakyalıyım. Emekli öğretmenim (yab. dil- Almanca). Okuma, müzik, gezi, doğa, yürüyüş... ..