Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '10

 
Kategori
Blog
 

Birayı İngilizce İçecek Bloger Aranıyor

Birayı İngilizce İçecek Bloger Aranıyor
 

Malumunuz, bir süredir blog dünyamıza enteresan bir renk geldi. Efes Pilsen markası, kurumsal blog yazarı olarak bir kişiyi bünyesine taşımak istediğini memlekete deklare etti ve bunun için de bir yarışma süreci başlattı. Hayırlı olsun.

Bizim de bu günlerde elimiz boş, gönlümüz hoş ya… Bir inceleyim bakalım, nedir mevzu, bize uyar mı gibisinden; olaya duhül ettim. İçine girdim yani olayın. Serde gurmelik, yemek-mutfak-bira-şarap merakı da var ya hasbelkader.

Ben de alışkanlıktır; prospektüsünü son harfine kadar okumadan Aspirin bile içmem. Hayatımda içtiğim bininci Aspirin kutusu bile olsa. Yirmi liraya transistörlü radyo alsam, kullanma talimatını son kelimesine kadar okumadan elimi sürmem alete. İşte bu yarışma da neyin nesiymiş diye katılım şartnamesini okuyum dedim ilk önce, son maddesine kadar…

Madde yirmi iki ne diyor biliyor musunuz? Efes Pilsen kurumsal blog yazarı olacak olan kişi çok iyi derecede İngilizce bilmeliymiş. Dumura uğradım resmen. Yapmayın be kardeşim yahu. Etmeyin eylemeyin.

Tamam, “evde çocuk bakacak yatılı bayan aranıyor” ilanlarında bile -ucubelik ve aşağılık kompleksleri zirve yapıp- İngilizce bilmesi şarttır maddesi ekleniyor artık maalesef ilanlara da bu “kurumsal arkadaş”, kendi anadiliyle yazacak ve yazdığını bu memleketin aynı anadilini paylaştığı insanı okuyacak yahu. Gözünüzü seveyim.

Ben şimdi canına yandığımın Efes birasını Türkçe içeceğim, İngilizce sindirip, neyce göndereceğim Allahaşkınıza?

Tamam, şunu anlıyorum. Festivallerde yabancı gruplar gelecek, onlarla sahne arkası röportajları falan yapacak, ecnebi memleketlere gidecek… O zaman bence yarışmadan ziyade dil sınavı yapın. Nasıl olsa İngilizcesi mükemmel olan bir kurumsal namzedi arkadaş, olayı deruhte edecektir.

Bira kültürüymüş, gastronomi bilgisiymiş, gurme tarafıymış, şaraptan-viskiden-rakıdan-yemekten-mutfaktan anlamasıymış, müzik bilir, sanattan anlarmış önemli değil. Varsın kalemi, o kadar da güçlü olmasın. Ammaa…İllaki kutsal İngilizcesi kuvvetli olsunmuş.

Öyle ya birayı da İngilizce içecek, yanına beyaz leblebiyi, bir de tuzlu kabuklu fıstığı İngilizce yaren edecekmiş. Ama “ale” bira nedir diye sorsan, avel avel bakacakmış. (Doğrusu aval aval’dır ama, Türkçe’yi takan kim be muhterem. Böyle daha çok hoşuma gitti.)

Vah gülüm vah.

Vah my rose vah.

Not: “Blog Ödülleri 2010” organizasyonunda finalist olan bu blog için bana destek vermek isterseniz, oylama için aşağıdaki linki tıklayabilir, oy kullanabilirsiniz:

http://2010.blogodulleri.com/frame/show/aydin-lik-ve-sevinc-e-dair-531

Ayrıca görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak isteyen dostlarımız için elektronik posta adresim sevinc35.5@hotmail.com şeklinde.

Şimdiden teşekkürler ediyorum.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..