Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '07

 
Kategori
Bilim
 

Bireysel tıp

Bireysel tıp
 

Yıl 1987... Telefon çaldığında evdeki herkes "acaba bana mı?" diye merak eder. Hatta herkes telefonu açma çırpıntısına girer.

Yıl 2007... Telefonlar yine çalmakta ama bir fark ile... bizzat size ulaşabiliyorlar ve siz de artık istediğiniz kişiye bizzat ulaşabilmektesiniz. Kimi istiyorsanız o karşınızda. Hatta görüntülü bile olarak... belki bu işin biraz detayı ama kısa zamanda bu opsiyon da rutin olacak.

Arabanızda bastığınız bir takım tuşlar sizin koltuğunuzun, aynanızın, direksiyonunuzun ayarlarını yapıyor ve hafızasına alıyor... Ama sizin modifikasyonunuz bu... Eşiniz binince onunki farklı...

Dikkat ettiniz mi? Hayatımızda pek çok şey bize özgü olmaya başladı. Ya da daha acımasız olan kelimeyi yazayım: Bireyselleşiyoruz. Herşey bize özel olmaya doğru gidiyor. Bu çok doğal çünkü hepimiz özeliz. (Özel olmak harika hatta birilerinin özeli olmak daha da harika.)

Şimdilerde sağlığımız da bize özel... Öyle sıradan değil.

Hadi tam olarak değil ama yakın hem de çok yakın bir gelecekte tedaviler, teşhisler de bize özel olacak; mesela birazcık ilkel de olsa ilk uygulamaların bir 5 yıl içinde hayatımıza gireceğini söylemek hayal olmaz... Hayalcilik hiç olmaz.

Hepimiz farklıyız, DNA bazında yüzde 0.1 lik fark var aramızda ama çok önemli... Hayat detaylarda saklı aslında. Tüm kabalıklarımıza rağmen herşey detaylarda saklı. Özellikle kanser ile ilgili çok yoğun çalışmalar var. Alan ile ilgisi olan insanlar elbette biliyor ama artık alan dışındaki insanlara da duyurmak lazım. Öyle heyecan yaratmak için değil neler olup bittiğini bildirmek bakımından çok önemli.

DNA çip. Duydunuz mu hiç bunu?... Duymadıysanız eğer kısaca bahsedeyim. İnsanoğlu yaklaşık 30 bin gen taşıyor. Saçınızın renginden hangi hastalıklara yatkınlığınız olduğuna kadar pek çok bilgi var bu genlerde. Hiç hafife almayın.

Kibrit kutusu büyüklüğünde ve belki 2 cm kalınlığında bir cisim düşünün. Binlerce kareye bölünmüş ve her bir karede genlerinizi yakalayabilecek küçük molekül (nükleotid) dizileri yerleştirilmiş. Mesela kanser hastasından alacağınız bir örneği bu çip ile muamele ettiğinizde hangi genlerin aktive hangilerinin inaktive olduğunu bulmanız mümkün.

Sonrası genler arası ilişkilerde saklı, tıpkı bir yol haritası gibi hangi genin kiminle ilişkide olduğunu ya da hangi genin kimi baskıladığını ortaya çıkarmak mümkün.

İşte bu noktada bireysellik işin içine giriyor. Her birey kendine özgü. Bakmayın şimdilerde uygulanan ve herkesi bir çizgide tutan tedavilere. İşler daha da karmaşıklaşacak ve daha bilgili olmak gerekecek her konuda... Doktorların da tıp fakültesinden çıktığı bilgilerle durumu idare etme imkanları olamayacak ne yazık ki (bu her doktor için geçerli değil, her daim kendini yenileyen doktorlar bunun tamamıyla dışındadır)

Nerede kalmıştık... B ireysel tıp, evet herkesin durumuna göre bir ilaç dizaynı geliyor. Ve hatta nokta hedef diyebileceğimiz türde bir yaklaşım söz konusu.

Bugün bilgisayarların da yardımıyla binlerce molekül deneniyor acaba hangisi o hastalığı yaratan proteini bloke edebilir diye. Mesela 30bin molekül... Mesela 50bin... Ya da belki 500bin... Bunları laboratuvarda denemek ve sonuçlarını görmeye ömür yetmez. Hatta ömürler yetmez. O bilgisayarlar yardımıyla denenen binlerce molekülden umut vaad eden bir kaç tanesi laboratuvarlara gönderiliyor. Onlar daha sonra işte bizlere ilaç olarak dönmeye başlıyor.

Elbette burada yazdıklarım detaylardan özenle kaçınılarak yazılmıştır. Amacım bireysel tıbbın hayatımıza girmesiyle çok şeyin değişeceğinı duyurmaktır.

Resim= David Kawai

(Resim Dnaçip ya da diğer ismiyle gençip görüntüsüdür.)

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..