Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Bit pazarına nur yağacak mı?

Bit pazarına nur yağacak mı?
 

Bu kadarını da özlemedim doğrusu :)))))


Merhaba;

Geçen gün yüksek sesle dillendirdiğim ve de cevabını aslında bildiğim sorumun yanıtını artık görmezden gelmek imkânsız oldu. Zaten imkânsızı yapmaya çalışır bir durumdan kendimi Allaha bırakarak” ne olursa olsun bakalım” noktasına geldim. Anladım ki biz geleceğe süslü bir kokoş, cahil bir boya kutusu İstanbul ve Türkiye bırakıyoruz.

Bunları neden yazdım? Eski resimleri karıştırırken, Türkiye’min ne kadar güzelleştiğini gördüm. Ama sonra birden görünmeyeni görmeye çalıştım. İşte o zaman zamanı nasılda kendimden saklamış olduğumu, makyajın beni nasıl da aldattığını, büyülediğini kavradım.

İnanın bunların hiç biri zaten bilinmez değildi. Ama ben artık kendimi kandırmaktan bıktım. Beybabam derdi ki; Bayanın güzeli sabah kalkınca belli olur. ”Boyanmadan göreceksin” Rahmetli anlardı bu işlerden. Vakti zamanının hızlı İstanbul genciymiş. ”Eşin iyisi, vaktiyle zampara olandır” derdi bir de. Gözü doymuş olurmuş çünkü. Hakikaten de öyleydi de. İyi bir baba, iyi bir eş. Bilebildiğimiz kadarıyla tabii ki. Anacığım da doğrulardı onu. Nereden nereye…

İşte, bende ülkemin halini boyalı bayana benzettim birden. Albenisi muhteşem, ama gel gelelim içi boş. ”İ”yi görse sopa sanır. Kocaman yollar-altı dere, kocaman gökdelenler-deprem dayanağı yok, okullar-öğretmensiz, üniversiteler- okutmansız, havaalanları-içinde davarlar, inekler dolaşan. Gel, bu makyajı silelim, bakalım altında yatana. 1930’lardan bu yana içine ne konmuş. Hangi araştırma kurumları neler yapmış. Hangi beyinler nelere imza atmış. Ülkem, adını dünyada ki hangi sınıflamalarda, nerelerde göstermiş. Kocaman bir HİÇ. Adam yokmuş-en iyileri. Neredeler YOK. Türkiye hariç dünyanın her yerde. İmkânımız mı yok? En iyisinden. Maden desen, dolu. Petrol desen o da var. Deniz, balık, dağ, orman, su. Daha ne isterdik ki. Ama bunları kullanacağımıza makyaj yapmayı tercih ettik. Dışımızı süsledik. Üniversitelerimizde bölümler açtık, mezun olanı yerleştiremeyeceğimiz. Ne yaptı. Kalktı gitti. İşte, ben eskilere bakarken, ülkemin doğal halini gördüm, aslında unutmaya yüz tuttuğum.

Zararın neresinden dönülse kârdır. Boğaz’da yine erguvanlar açtırsam, dereler yine yatağında çağlasa, yine turuncu yumurtalar yesek, yine köydeki yakınlarımıza gitsek onlarda bize gelse. Yine Küçüksu çayırında mısır yesem. Gönlümden bunlar geçerken aklımın kötü yanı ”hadi ordan, geçmişe mâzi, geleceğe âti derler. Namık Kemal ne demiş. Ne çabuk unuttun” diyor kulağıma.

Şu mübârek günlerin sonuna doğru daha ne yapayım, dilemek benden gerisi O’ndan.

Sevgiyle kalın
 
Toplam blog
: 97
: 395
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Felsefe, edebiyat, bu alem, öteki alem, uzay, evrensellik; kısacası genelin, "aman canım işin mi ..