Bitmemiş İşler

Merhaba sevgili okur,

 

Şu ana kadar sizlerle paylaştığım yazılarda olabildiğince herkesi ilgilendiren, çoğunlukla da çocuklara yönelik konulara değindim. Çünkü bir ortaokulda çalışıyorum ve dolayısıyla sıkça yazdığım sorunlara yönelik görüşmeler yapıyorum. Bu hafta ise tamamen kendi merakıma ve ilgime yönelik bir konuda yazmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki siz de bu yazıyı okurken kendi hayatınızdaki 'bitmemiş işler' aklınıza gelecek. 

 

Nedir bu bitmemiş işler?

Bitmemiş işler tabiri bir psikoloji kuramı olan 'Gestalt'tan geliyor.  Anlaşılır bir şekilde açıklamak gerekirse geçmiş yaşantınızda 'eksik' bıraktığınız yani tamamlanmadığını hissettiğiniz kimi noktaların (olay, kişi, yaşantı) ileri ki zamanlarda öfke, mutsuzluk, üzüntü, suçluluk gibi pek çok olumsuz duyguya sebep olması denilebilir. 

Örnek olarak çocukken duygusal olarak ihmal edilme, söylenmek istenip de söylenememiş sözler, zamanında ifade edilmemiş duygu ve düşünceler, kırgın bir şekilde gerçekleşen ayrılıklar ve ölümler sayılabilir.

 

Genellikle kişi az önce yukarıda bahsettiğimiz olumsuz duyguları yaşarken nedenini anlamlandıramaz. Çoğu zaman da yüzeyde gördüğü bir nedene atfeder sorununu. Ancak bir ruh sağlığı uzmanıyla terapi sürecine başladığında geçmişteki yaşantılarının şu an sergilediği davranışlarına ve duygu durumuna etkisini fark edebilir. 

 

Şimdi Ne Yapacağız Bu Bitmemiş İşlerle?

Her ne kadar sorunun temelini geçmiş yaşantılarımız olarak kabul etsek de Gestalt terapi sorunun asıl kaynağını sizin yaşadığınız bu soruna şu an göstermiş olduğunuz davranışlar olarak söyler. Çünkü sorununuzla şu an baş etmeye çalışıyor; bazen başarılı bazen de başarısız oluyorsunuz.

 

Zamanı geri almak mümkün olamayacağı için yapılabilecek en güzel şey yaşadığınız şu ana odaklanmak ve duygularınızı, düşüncelerinizi onlar sizi yıpratmadan anlatmaktır. Geçmişle uğraşmak da geleceği belirlemeye çalışmak da oldukça zor. Bu yüzden en kolayı bugünü şekillendirmek. Yapacak işleriniz, söyleyecek sözleriniz varsa işte size en uygun zaman. 

 

Bu yazıyı okurken siz de bitmemiş işlerinizi fark ettiniz mi? 

 

Not: Sevgili okur 'seviyorsan git konuş bence' :)