Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '07

 
Kategori
Sinema
 

Blood Diamond : Kanlı Elmas

Blood Diamond : Kanlı Elmas
 

İlk çıktığı günlerde, Goa yayınlarından basılan, Ram Oren'in "Afrika Prensesi" adlı kitabını okumuştum. Birkaç gün önce "Kanlı Elmas" filmini izlediğimde ise senarist Charls Leavitt'in, bu kitaptan oldukça etkilendiğini gördüm. En azından, kara kıtanın kanı emilen topraklarında geçen bölümleri için.

Ram Oren de kitabında, "Afrika Prensesi" adı verilen, son derece değerli ve eşsiz bir elmasın peşinde koşturan ve bu mücadele sırasında da Amerika'lı, Avrupa'lı ve İsrail'li beyaz adamların, nasıl kavgalar içine girdiklerini, Afrika'nın o son derece kıymetli toprak altı zenginliğini nasıl da paylaştıkları ya da paylaşamayıp birbirlerine düştüklerini enfes bir roman kurgusuyla anlatmaktaydı.

Kanlı Elmas, öncelikle, tipik bir Hoolywood yapımı. Cici Amerika'lıların, kara kıtanın, kara derili ve kara talihli insanlarını kurtarmak(?) adına yaptıkları son derece insancıl(?) mücadelenin mesajlarını veriyor. O meşhur "aganigili" fındık reklamında olduğu gibi, "yerseniz".

Başrol oyuncuları Leonardo Di Caprio, Chris Astoyan, Jennifer Connelly; yönetmen Edward Zwick, görüntü yönetmeni Eduardo Serra ve tüm ekip, sinema sanatı adına gerçekten de müthiş bir iş çıkarmışlar ortaya. Hani, işin aslını bilmeyenler, Afrika deyince, sadece haritada yerini gösterebilecek olanlar için müthiş bir Amerikan propagandası olacağı kesin. Kim bilir, belki Amerika'da da entellektüeller(?) ayağa kalkmışlardır, bu film çok şiddet içeriyor, yasaklanmalı, yayından kaldırılmalı diye. Hiç sanmıyor ve bilmiyorum ama...

Dünyanın en önemli elmas ve altın yatakları Afrika'da bulunuyor. Ve bu değerden, kara kıtanın mazlum insanları milim nasiplenemiyorlar. İnsan hakları bayraktarı beyaz adamlar sayesinde. Oradaki madenlerde çalışanlara, akla, hayale gelmeyecek, bizlerin tasavvur dahi edemeyeceği insanlık dışı şartlar sunuluyor. Afrika'lı, aç ve fakir işçiler, buldukları küçücük ama çok değerli elmas parçalarını kendilerine saklamasınlar, çalmasınlar diye edep yerlerine kadar aramalara tabi tutuluyor, ocak dışına çıkarılmıyor, derme-çatma barakalarda, çalışma kampı şartlarında yaşamaları sağlanıyor. Hem de senelerdir.

Ve bizler de seyirci kalıyoruz, yıllardır bu işe. Özellikle kadınlarımıza sesleniyorum. Parmaklarınıza, bileklerinize, boyunlarınıza taktığınız; o son derece zarif, şık ve sizler kadar güzel mücevherlerinizin, pırlanta, elmas ve altınlarınızın ne şartlarda, size kadar geldiği gerçeğini lütfen unutmayınız. Takmayın, takıştırmayın demiyorum kesinlikle. Buna haddim de yok zaten. Ama bilelim, ama düşünelim, ama hissedelim diyorum sadece.

Ve bizlere, insan hakları dersi verenlere son sözüm: O açlıktan gözleri pörtlemiş, göbekleri top gibi öne çıkmış, yüzlerine konan kara sinekleri kovalamaya bile mecali kalmamış, sömürülmüş, kanları emilmiş Afrika'lı çocuklar; belki bugün sizler için, bir anlam ifade etmiyorlar ama keser döner sap döner baylar ve bayanlar. Dünya tarihi, dünya gibi dönüp durmaktadır binlerce yıldır.

Bu filme, bir Amerikan propagandası olduğu gerçeğini bilerek gidiniz efendim. Gidiniz ve hissetmeye çalışınız. Kara kıtanın, kara talihini.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..