Böyle bilim yere batsın!

İki tane araştırma görevlisi, doktora tezleri için, valiliğin de izniyle Edirne'de otuz hektar orman yaktılar.

Pardon, tabiki valilik izin verirken, iki tane çaylağın küçük bir deneme için koca bir ormanı yakacaklarını tahmin edemezdi.

Gelelim bu iki çaylağa, ikisi de küçük çocuklar gibi ateşle oynamak yerine, daha güzel konular seçmeyi akıllarına getiremezlerdi.

Nolacak canım, otuz hektarcık orman.

Dua edelim de daha fazla ağaç elden gitmedi.

Ya da çok şükür can kaybına mal olmadı.

Daha ne olsun ya, daha ne olsun!

O otuz hektar ormanda kaç tane ağaç, can çekişerek belki de kahrederek yandı.

Ha ağaç ha insan benim için.

Sorsalar, insan mı ağaç mı, diye, ağaç derim, hem de bağırarak ağaç derim.

Kimse kusura bakmasın.

Şimdi adamın biri çıksa, doktora tezi için deprem çıkarsa, izin alması hiç de zor olmaz gibi geliyor bana.

Ya da adamın biri dese ki, ben bu ilacın etkinliğini değerlendirmek istiyorum, bir de bunun üzerine birkaç hasta öldürse o da hiç tuhaf gelmeyecek bana.

Bırakalım bu boş işleri.

Bilim insanlara, doğaya zarar vermek için kullanılacaksa ya da tedbir alınmadan araştırmalar yapılacaksa, birilerinin canı yanacaksa, ben bu işte yokum arkadaş!

Böyle bilim yere batsın!