- Kategori
- Futbol
Bu Beşiktaş ligin en zayıf şampiyonluk adayıdır

Maçın 27. dakikası oynanırken ekrana bir istatistik geldi.
Faul...
Galatasaray: 0
Beşiktaş: 11
Burada hakemlerin etkisi olsa da; Beşiktaş'ın nasıl bir oyun oynuyor olduğunu da gösteriyordu. Penaltı da bu bilinçsiz agresifliğin ürünüydü.
Beşiktaş sahaya çıkarabileceği en iyi kadro ile sahadayken; yine Galatasaray karşısında bariz bir üstünlük kuramıyor oluşu da dikkat çekici bir durumdu. Eğer Beşiktaş en iyi kadrosuyla bile sahada futbol adına bir şey üretemiyorsa bu maçı saha kenarından izleyen Denizli'nin çok işi var demektir.
Beşiktaş'ın bizim anlayabileceğimiz bir oyun planı yok çünkü. Teker teker bakıldığında yetenekli futbolcular ancak hiçbir uyum gösteremeyen orkestra gibiler.
Nobre kendini yırtıyor ama verdiği pasların bir faydası yok. Holosko, Tello, Delgado tek başına oynuyorlar. Beşiktaş'ın defansı da evlere şenlik. Zapatocny öyle bir penaltı yaptı ki Arda'ya derslik. Penaltı Arda'nın yeneteğinden mi; yoksa Zapo'nun becereksizliğinden mi oldu karar veremedim.
Galatasaray kendi futbolunu oynuyor. Oturmuş bir takım görüntüsü veriyor. Özellikle defans kugusu, Beşiktaş'ın oyun kurmasını, pas yapmasını engelliyor. Attıkları gol tam bir karambol, fırsatçılık ürünüydü. Beşiktaş bir türlü topu uzaklaştıramazken her müdahale Galatasaraylı oyuncuların önüne düştü. Sonuncusunda da Rüştü'nün bir anlık hatası topu Servet'in gol vuruşu yapmasına izin verdi. Bu kadar hatalar zincirinin gol olması gerekiyordu zaten.
Bu maçı Beşiktaş'ın kazanacağını tahmin ediyordum; ama ilk yarıdan sonra fikrim değişti. Bu maçı Galatasaray çok farklı bir skorla kazanabilir diyorum.
İkinci yarı...
Galatasaray elini kolunu sallaya sallaya rahat bir galibiyet aldı. Bu maçın ikinci yarısı için yapılacak tek bir yorum olabilir.
"Bu Beşiktaş ligin en zayıf şampiyonluk adayıdır."
Yıllar önce Löw'ü gönderip, Rıdvan'ı getirmişti Fenerbahçe yönetimi. Löw çok başarılı bir sezon geçirmiş, takımı ikinci yapmıştı. Rıdvan da MTK'ya elendi diye baskılara dayanamayıp, ligde iyi pozisyondayken takımın başından istifa etmişti.
Beşiktaş Fenerbahçe'nin on yıl önceki hali gibi.
Ertuğrul Sağlam'ın görevden alınıp (istifa da olsa) yerine Denizli'nin getirilmesiyle, ligin başında Fenerbahçe'yle bir ara 8 - 9 puan fark varken 16. hafta sonunda bu duruma düşmüş olmayı bir anlamda yönetimsel düzeyde hak etmiş oldu.
Üç hafta önce Fenerbahçe'nin yapamadığını, Galatasaray yapmış oldu.
Demirören'in yanılmıyorsam Galatasaray'ın üçüncü golünden sonra ekranlara yansıyan alkış görüntüsünü ben çözemedim.
Beşiktaş'ı çok zor günler bekliyor; Allah sabırlar versin...
Baros da hayatının en gollü sezonunu yaşıyor sanırım. Çok ilginç.
Uzay Gökerman