Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu işler böyle olur

Bu işler böyle olur
 

Nihayet bugünleri de gördük. Dışişleri Bakanlığı döneminde meşhur Kürt önderlerini(!), kahraman siyasileri(!); bakanlık konutunda çay içip, pasta yemeye davet eden Abdullah Gül; hatırlayacaksınız, Irak’ın kuzeyinde egemenlik mücadelesi veren Kürt aşiretlerinin liderleriyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temas kurması gerektiğini savunmaktaydı.


Ve öyle de yaptı zaten. Kılıfı da Sam Amca hazırlamıştı. Saddam sonrası Amerikan Irakı’nın başına Cumhurbaşkanı olarak atanan Celal Talabani çağrıldı önce. Koşa koşa geldi tabi. Üç-beş ay öncesine kadar böyle bir şeyi rüyalarında görse inanamazdı.


Bölücü terör örgütünü sanki bunlar desteklememiş gibi; Barzani isimli diğer aşiret reisi defalarca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, ordusuna, askerine kafa tutmamış, hezeyan üzerine hezeyan savurmamış gibi; evet, sanki hiçbir şey olmamış ya da olmayacakmış gibi adamlara neredeyse müttefik muamelesi çekildi.


O topraklar uğruna, oradaki kayıtsız şartsız egemenlik adına dökülen mübarek kanların aziz hatırası ve yitirilen canların, askerlerin, polislerin, memleket evlatlarının, bölgenin Kürt gençlerinin, adamlarının, kızlarının kemiklerini sızlatmaktan; artlarında kalanların yüzlerine nasıl bakacaklarını zaten hesaba bile katmamaktan zerrece gocunmadılar bunları yaparlarken.


Her akşam, Avrupa’dan yayın yapan bölücü örgütün televizyon kanalını, sabrım elverdiği sürece izliyorum. Her akşam, bu devletten maaş alan, bu devletin tahsis ettiği makamlarda oturup, araçlarını kullanan, faydalarından nasiplenen insanlar, sözümona milletvekilleri, sözümona belediye başkanları; bu devlete küfrediyorlar. Küfretmeyenleri de en hafifinden ihanet ediyorlar.


Ve bu devletin ve milletin; Ulu Önderleri Mustafa Kemal ile birlikte, kanları ve canları pahasına çizdiği Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alan kentlerinden, topraklarından “Kürdistan” diye söz ediyorlar. Güzelim Diyarbakır'ımıza "Başkent Amed" muamelesi yapıyorlar. Terörist elebaşlarından Murat Karayılan, nevruz nedeniyle saatlerce o ekranlarda Devlet'e dil uzatıyor, İmralı'dakini övüyor ve o ekranların diliyle, benim memleketimin öz be öz topraklarına “Kuzey Kürdistan” diyorlar. Güney olanı aşağıda, Irak’ta.


İşte bugün tüm gazete manşetlerinde. Abdullah Gül -ki bu devleti en üst seviyede temsil eden isimdir- Irak’a yaptığı ziyaret kapsamında konuşurken, bir ilki gerçekleştiriyor ve O da “Kürdistan” terimini kullanıyor. Bu memleketin duyarlı evlatları bırakın “Kürdistan” tanımlamasını, “Kuzey Irak” lafını bile ağızlarına almazken, Cumhurbaşkanı “Kürdistan”dan söz ediyor.


Yine az önce haber sitelerine yansıyanlardan öğreniyoruz ki Abdullah Gül ile -sanki diplomatik olarak mevkidaşlarmış gibi- karşılıklı oturup görüşme yapan Kürdistan(!) yetkilisi ve meşhur Barzani'nin soyadını taşıyan Neçirvan Barzani; Türkiye ve bölgedeki Kürt Sorunu(!)nun çözümü adına acilen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, elinde binlerce memleket evladının kanı olan terör örgütü için -ki bunun bir sonraki ayağı İmralıdakidir- genel af çıkarması gerektiğini söyleyebiliyor. Hem de Cumhurbaşkanı'nın gözlerinin içine baka baka...


Olacağı buydu. Ve bu işler böyle olur. Şaşırdım mı? Kat’i suretle hayır. Kesinlikle şaşırmadım. Çok normaldir.


Bir de aklıma, Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan paketleyip getiren rütbeli ordu mensuplarının neredeyse hepsinin, meşhur dava kapsamında içeride olduğu geldi mesela. Ne alaka değil mi?


Benim kızdığım ve üzüldüğüm konu bizleredir. Bu konularda hassasiyeti olanlaradır. Bugün, bu devletin başındaki Cumhurbaşkanı ve Başbakan olan zatların siyasal duruşları bellidir zaten. Ey Baykal, Ey Bahçeli ve onlarca muhalefet partisi sözüm sizleredir.


Tayyip Erdoğan’a, seçilip Başbakan olma yolunu açan Deniz Baykal. Ve Abdullah Gül’e destek verip Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan Devlet Bahçeli. Nasıl efendim. Sızı var mı, sızı? Benim yüreğim çok sızlıyor da... Neden mi? Zamanında sizlere çok oy vermişliğim var da ondan.


Ey milletim, ey halkım; vurun sandıkta oy şamarınızı bu yönetime diyeceğim ama gideceğiniz yer neresi onu diyemiyorum. Galiba işin vahim tarafı da burada yatıyor.


Haksız mıyım, ne dersiniz?


Not: Irak gezisi sonrası, Cumhurbaşkanı'nın bu tip bir "Kürdistan" ifadesi olmadığına dair açıklamalar yapıldı. Umarım öyledir ve ben öyle olduğuna inanmak istiyorum.



@İki sene önce bugün "Design By Madonna": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=32162



Not: Yazı fotoğrafı www.milliyet.com.tr den alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..