- Kategori
- Gündelik Yaşam
Büyürken kaybettiklerim

Çocukken mucizelere ve bu mucizeleri yaratan iyi kalpli insanlara inanırdı küçük yüreğim. Peri masallarından kopup gelen ve benim inanç dolu yüreğime sığınan bir sürü meleğim, peri kızım ve insanların mutluluğu için çalışmaktan zevk alan cücem vardı.Dünyanın bin bir pisliğinin üzerini örterek, bu sevimli dostlarımla kurduğum çıkarsız ve temiz hayatın yıkılmasını önleyen saflığım, sadece çocukluğum süresince benimle olan sıcak bir kucakmış meğer.Büyüdükçe kaybedecekmişim onu yalanların, hainliklerin, intikamların ve bitmek tükenmek bilmeyen dedikoduların arasında.
Anımsıyorum da masal kahramanlarım beni okumayı öğrendiğim ve büyük bir merakla gazetelere saldırdığım günlerde terk etmeye başladılar.Gazeteleri okudukça dünyada kötülüklerin var olduğunun farkına varıyordum.Fark ettiğim her yeni kötülüğün beynimde yer etmesiyle beraber, bir masal kahramanı çıkıp gidiyordu yüreğimden. Büyüyordum çünkü büyüdükçe kayboluyordu içimdeki temiz duygular.Güvenim kaygıyla, sevgim yalanla, umudum gerçekle, iyiliğim kötülükle, dostluğum ihanetle kirleniyordu. Masal kahramanlarıysa farkında olduğu için gün geçtikçe kirlenen bir yürekte yaşamayı bırakıp, henüz etrafında olup biteni kavrayamayacak kadar küçük olduğundan temiz kalan bir başka çocuğun yüreğinde yaşamaya başlıyordu. Kirlenmiş duygulara dayanamıyordu hassas bünyeleri, çocukların küçük yürekleri olmalıydı onların daimi yerleri.
Evet kirliyiz ve dünyada kötülüklerin var olduğunu gösteren her yeni haberle tekrar kirleniyoruz.Geçtiğimiz günlerde çıkan bir haberle öğrendik ki sevmek, bir insana güvenmekte suç olmuş bu memlekette. Seven ve sevdiği tarafından temiz duyguları kirletilen Gamze Özçelik’in feryatlarının gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda vücut bulmasıyla bir kez daha anladım:”Sevmek, bir insanı sevmekle başlayacak her şey ama bu şehirde her şey bir insanı sevmekle bitiyor.”