- Kategori
- Güncel
Cehennemden gelen bir ses duydum

Kara bahtlı maden işçisi arkadaşlarımın beşer, onar, yüzer kişilik gruplar halinde sonsuzluğa göçtüğü en karanlık zamanların başlangıcında...
Nitrat Adamları
“Bana günlük yiyeceklerini,/ Toprak damlarını,/ Güneşi, tozu, sinekleri/ Ve büyük yalnızlığı gösterdiler./ Ellerinin ayaları,/ Kürek saplarıyla parçalanmış/ Kirizmacıları gördüm ormanda/ Madenin dibinden,/ Cehennemden gelen bir ses duydum/ Üzerimde:/ Tozla, terle, kanla yoğrulmuş/ Bir yaratıktı bu/ Ve bana diyordu ki bu yüz:/ “Gittiğin her yerde/ Bu işkencelerden söz et/ Bu cehennemde yaşayan/ Kardeşinden/ Öteki kardeşine ilet/ Öylece!” (Pablo Neruda. “Nitrat Adamları,” Şiirler. 4.b. Türkçesi: Enver Gökçe. İstanbul: Doğrultu Yayınları, 1978, s.120)
Şehrimin (Zonguldak, Soma, Ermenek...) hal vaziyetine gelince, iki yüzyıldan beri aynı sesi duymaktayım:
maden; cehennemin öbür adıdır diyen maden işçisinin ve babasının kömür sürmeli gözlerindeki acı ve aydınlığı okuyan yedisinde bir çocuğun: yeraltına diri diri gömülen babamın kalbindedir göğe ağan hayat kapısının anahtarı diyen sesini... (Fırat Mehmet Eroğlu, Taş Konuştuğunda)
Rahmeti rahmana kavuşan bütün maden işçilerinin hatırasına...