Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

21 Kasım '16

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Çekin ellerinizi çocukların üstünden

Çekin ellerinizi çocukların üstünden
 

internetten alıntıdır


Yıllar önce, orta bire yeni başladığım zaman okula yürüyerek gidip geliyorduk. Mahalleden arkadaşlarla da gidiyorduk denk gelirse, gelmezse tek başımıza. Servis yoktu o zamanlar, şimdi olsa o mesafe çok uzak sayılmakla birlikte bizler için mesele yoktu. Herkes birbirini tanıyordu, kimse bu kadar kötü değildi belki de. Bilmiyorum. Erken kararan kış akşamları yeni başlamıştı.

Kalabalık okul yolunda, akşam çıkışı birinin beni takip ettiğini hissettim. Görmeden hissetmenin o tarifsiz korkusu. Ara-ara çaktırmadan bakıyorum, benden bayağı büyük, siyah pantolonlu, beyaz boğazlı kazak giymiş biri peşimden yakın adımlarla taa sokağımızın başına kadar geldi. Çok korktum ama çıkmaz sokağımıza gelince korkum geçti, o da gitmişti zaten, rahatladım.

Bir gün sonra akşam yine aynı saatlerde ve yine yalnız yürürken, aynı tip aynı kıyafetle, peşime takıldı. O kadar yaklaştı ki saçlarının yağlanıp tarandığını fark edebildim, yüzü çok esmerdi, gülüyordu ama ben çok korkup tanıdık bir dükkana girdim. Biraz oyalanıp çıktım daha hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamda aynı hızlı adımlar peşimden geliyordu, aynı süreç sokağımızın başına kadar sürdü. Korkuyla anlattım anneme olanları. Annem, "Yarın akşam aynı şekilde yürü hiç arkana bakma sakın, ben yakınlarında olacağım sen belli etme sakın." dedi.

Ertesi gün, yine aynı akşam alacasında çıktım kalabalıkla okuldan, kalabalık bir noktada dağılıyordu, yalnız yürümeye başladım, adımlarımın takipçisi de arkamdan. Bayağı yürüdüm arkamdan annemin geleceğini biliyorum ama çocukluk öyle çok korkuyorsun ki sana ne yapacağını bile bilmeden... Yolun ortalarına doğru adımların korkusunu iyice ensemde hissederken, kıyamet koptu  bakınca rahatladım. Annem elindeki şemsiyeyle takipçimi bir güzel dövmeye başladı, tutup yakasından hesap sorarak. Niyetim kötü değil demiş, annemde ulan bu daha çocuk kör müsün ne niyeti diye Allah ne verdiyse verdi şemsiye gücüyle. Acaba bu hızlı yürümelerim o zamandan kalma mı diye şimdi geldi aklıma. Şanslıydım, sonra okul yolu kabus olmaktan çıktı.

Yine yıllar önce, ortanca kızım henüz orta bir sınıfına giderken Kadıköy'den bir belediye otobüsüne bindik. Ön kapının yanında kızımı önüme alarak ayakta, evimize gitmeye başladık. Orta kapının yanındaki demire tutunan 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu ayakta bekliyordu. Hemen önündeki ikili koltukta iki genç oturdukları yerde sohbet ediyorlardı. Otobüs gerçekten balık istifi şeklinde doluydu. 35 yaşlarında adam kıza yapışmaya başladı, kız alı al-moru mor, ses çıkaracak yaşta değil demire yapışırken; gençlerden birine seslenip yerinden kaldırdım, geç kızım oraya otur dedim. Yetmişin üstünde bir amca "O da genç o da genç niye kaldırıyorsun oğlanı" diyerek söylenmeye başladı. Sakince, amca sen karışma lütfen, bak ben oturmadım kızı oturttum anlasana dedim. Adam söylenmeye devam edince bana geldiler, yaşlıyı hak ettiği için tersledim. Bu sefer bir gençten bir kadın "O da genç o da genç niye çocuğu yerden kaldırıyorsun" diye söylenmeye başlayınca. Onu şu otobüsün arkasına kaçmaya çalışan sapığa sorun, zekasız kadın sen bari anla, neden yaptığımı, genç şikayet etmiyor size ne diye bağırdığımı hatırlıyorum. Anlamadılar ve hala konuşmaya devam ettiler. Öyle sinirlendim ki ama yetişemedim kalabalıktan ama inanın, kadının saçlarını yolup önüne koymak, o yaşlı amcayı da o sapıkla aynı cezaya mahkum etmek istedim. Bu isteklerimi tabi ki yüksek sesle dile getirdim.

Yine yıllar önce birbirlerini çok severek evlenen bir çift tanımıştım. Adam densizin teki, arada bir karısı için her ortamda "Bu da benim peşimden az koşmadı" diyerek şaka yaptığını sanırdı. Karısının suratındaki mide bulantısı hala beynime kazınmıştır. O zaman anlamıştım bazılarının bazılarına hep uzaktan bakması gerektiğini. İnsan aşkından gebererek evlendiği adamdan bile midesi bulanıyorsa kendisine zorla koca edilen adama neler hissetmez. Ben kesinlikle apolitik bir insanım ama biliyorum ki sevmediğin bir yemek açlıktan ölsen bile boğazından zor geçer. Hele bir ömür boyu...

Allaha her gün yalvarıyorum, kötülerin kötü hayallerine bile hepimizin çoluk çocuğunu ve kadınlarımızı  sokmasın, toprakla yoğrulsunlar tez vakitte ve kesinlikle yüz yüze getirmesin diye.

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Hz.Muhammed (Sav) (Bazı yerlerde hadis diye geçiyor bazı yerlerde söyleyen bilinmiyor ama ben yazmak istedim)

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..