- Kategori
- Deneme
Cenneti Bulmak

"Ömrümüzün en güzel yılları diye bir şey yoktur gerçekte. Bir yığın küçük büyük sevinçle, bir yığın büyük küçük acının bir araya gelerek yaptığı bir bileşimle yıllar geçip bedenimizin gücü azadıkça, zihin gücümüz genişlemiş gibi gözüktükçe; büyük işler yaptığımız, büyük mutluluklar yaşadığımız yanılsamasına kapılırız, o kadar!"*
Bu yanılsamayla, sonu olmayan bir geleceğe doğru, zamanın eğik düzleminden hızla kayarken tek gerçeğin ölüm olduğu düşüncesi acımasızca gelip yerleşiverir içimize. Ve biz hala mutsuzluktan, sevgisizlikten, dünyanın kötülüğünden dem vururuz. Oysa zamanı yavaşlatmanın, hayata yetişmenin, mutlu olmanın telaşında olmamız daha anlamlı değil midir?
Hayatımızda yarım bırakılmış ne varsa bütüne tamamlamak için hala fırsatımız varken, kendi kendimizle didişmekle elimizde kalan zamanı hovardaca harcamış olmuyor muyuz?
Uzun yıllar "...ruhumuzun derinliklerine inemeyen insanlarla yatağımızı paylaşmak zorunda kaldığımızda"n yüreğimizde oluşan yaraları sağaltabilmek her zaman kolay değildir. Umarsızlığımız içimizdeki Tanrı'nın sesine kulak vermemizi öğütler. Bize bir türlü sesini duyuramayan Tanrı bizi dinler, bağışlar mı bilemem ama bilmeden yaşadığımız günahların bedelini bize yaşarken ödetirken asla adil davranmadığını hepimiz biliriz!
Belki de bu yüzdendir, Tanrı'nın cennetine fazla rağbet olmaması...İnsanoğlu, cehennemi bu dünyada yaşarken, cennetin de burada olduğuna inanmak ister.
Farklı bir İslam düşüncesine sahip Şeyh Bedreddin,"Her güzel şey cennet, her kötü şey cehennemdir" derken, ilerde başına geleceklerin ona cehennemi aratacağını bilemezdi elbet.
Galiba en iyisi" Onun cenneti veresiye, benim ki peşin!" diyen Hayyam'ın izinden gitmek... Zaten Beckettvari mutluluklar yaşayıp asıl mutluluğu öbür dünyada yaşamak isteyen biri hiç olmadım.
Bu dünyada cenneti bulan / yaşayan herkese "Selam olsun!" diyorum.
* Bilge Karasu / Gece ** Alain de Button / Aşk Üzerine