Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Ocak '15

 
Kategori
İlişkiler
 

Çiçek

Çiçek
 

Bir hikaye anlatacağım.

Zamanın birinde kendi halinde yaşayan bir adam varmış. Evinin bahçesinde de binbir çeşit çiçek yetiştiriyormuş. Adam çiçeklerine o kadar iyi bakıyormuş ki, o bahçe cennetten bir parçaymış sanki.

Bir gün, bu güzellikleri sevdikleriyle paylaşmak istemiş. Özenerek hazırladığı çiçeklerini götürmüş her bir sevdiğine. Demiş ki verirken ‘’Bu benden bir parçadır, öyle kabul edin ve öyle bakın.’’ Gözü arkada kalmadan, hayatına geri dönmüş adam.

Gün gelmiş bir gün sevdiklerini ziyaret etmek istemiş. Hem de kendinden bir parça olarak emanet ettiği çiçeklerini de görecekmiş.

Tek tek kapılarını çalmış. Biraz hoş sohbetten sonra çiçeklerini sormuş adam. Kimisi tüm ihtişamıyla önüne getirmiş. Bakmış ki, bıraktığından daha güzeller. Çok sevinmiş; hem çiçeklerinin böyle iyi bakıldığına, hem de böyle bir emanetçisi olduğuna.

Kimisi de başköşeye koymuş evinde çiçekleri. Ama adam çiçeklerini görünce çok üzülmüş. Bir şey demeden de geriye dönmüş.

Evet, soracaksınız şimdi: ‘’Hiç, başköşeye konulan biri buna üzülür mü ?’’ diye…

Üzülür… Hepimiz üzülürüz aslında.

Çünkü o çiçekler kurumuştur…

Suyu konmadığı için, güneşi eksik kaldığı için, o köşede dekor olarak durduğu için kurumuştur.

Şimdi, sürahiyle su verilse nafile, değil mi?

Verdiğimiz o çiçek bir daha açmayacak onlara, biliriz.

Peki, ne yapmamız gerekiyor?

Cevap sizde…

 

 
 
Toplam blog
: 70
: 689
Kayıt tarihi
: 08.10.14
 
 

YTÜ, Kimya Yüksek Mühendisi... Kağıtlar yetmiyor yazmaya... "Daha bitmedi! ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara