- Kategori
- Bebek - Çocuk
Çocuklara tarih dersi görsel verilsin
Lise 3. sınıfta okuyan bir çocuk annesi olarak, kendi dönemim ve şimdiki dönem olarak eğitim sistemimize yakından tanığım.Yetersizlikleri, sorunları, aksaklıkları hepimiz aşağı yukarı biliyoruz. Türkiye’nin bu en önemli ve derin konusunun detaylarını, yumuşak karnımızı hepimiz çok iyi biliyoruz.
Genel tespitlerimden bir tanesi, eğitim sistemimiz hayattan çok ama, çok kopuk. Kitap içerikleri revize edilmiyor, yenilenmiyor, zenginleştirilmiyor. Derslerde görsellik, hemen hiç kullanılmıyor.
Dün akşam oğlum tarih sınavına hazırlanıyor ve bu hazırlık onun için bir işkence. Nasıl başlayacağını bilemiyor , başlasa sıkıntıdan bitiremiyor, sevmiyor sevemiyor, annesi gibi.
“anne tarih neden ezberlenmek zorunda?” diye soruyor.
Ne cevap vereceğimi bilemiyorum.
“aslında size bu tarih derslerini konulu belgesel filmlerle anlatsalar ne iyi olur, akılda kolay kalır, böyle de zorlanmazsınız” diyorum
Evet neden tarih dersleri görsel materyaller ve kısa filmlerle çocuklara sıkıcı olmayacak yöntemlerle anlatılmıyor? Yıllardır aynı sıkıcı yöntemlerle insanlar tarih öğrenmek ve okumaktan soğutuluyor. Tarihini bilmeyen ve tarih sevmeyen nesiller büyüyor.
Kaç kişi liseden mezun olup da üniversitede tarih öğrenimi almak ister acaba? Bu konuda bir anket yapılsa sonucun %1’i geçmeyeceğini tahmin ediyorum.
Bizlere de tarih yorumsuz, nedensiz, ezber ve birtakım olaylar dizisi olarak anlatıldı ve liseden tarih cahili olarak mezun olduk. Şimdi özel okullarda göreceli yorumlu ve farklı yaklaşımlarla anlatılıyor ama yine de çocukların tarihi sevmesi için yeterli olmuyor.
Can Dündar’ın Mustafa filmi 110 dakikalık bir sürede tüm topluma tarihsel olayları bir kez daha tartışma ve gözden geçirme fırsatını sundu. Görselliğin yadsınamaz gücünü neden eğitim alanında daha çok kullanamıyoruz?
MEB kendi bünyesinde kuracağı bir ARGE biriminde, atayacağı eğitim fakültesi mezunu kişilerle, görsel-işitsel materyal hazırlığı işini çok rahat kotarabilir. Sadece tarih değil sıkıcı dersler kategorisinde bulunan coğrafya da buna dahil edilebilir. Hava durumu programlarının hafif görsellik ve şovla nasıl izlenilebilir hale geldiğini hatırlarsak, göresel-işitsel yapılacak bir coğrafya dersinin de izlenme ve takip edilme oranı artacaktır.
Keza edebiyat dersi de, yazarların biyografilerinin anlatıldığı kısa filmlerle renklendirilebilir.
Nesillerin yetişmesinden birinci elden sorumlu olan, aynı zamanda aktif ve dinamik olarak çalışması zorunlu olan MEB’in yapacağı çok iş var, eğitimde alacağımız çok yol var.