Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çözülmesi zor bir bilmece…

Çözülmesi zor bir bilmece…
 

“Blog Yazarları Tartışıyor” bölümünde hatırlarsanız, “Köşe yazarlığı mı, Blog yazarlığı mı?” şeklinde bir konu irdelenmişti. Arkadaşlarımız genellikle Blog yazarlarının üstün faziletlerinden bahsederek köşe yazarlarını hayli ufalamışlardı.

Gerçi gazetelerin köşe yazarları da, blog yazarları da sonuçta 9 ay 10 günlük. Bu açıdan elbette aralarında bir fark yok. Ancak gazete yazarları, -en azında işini iyi yapanlar- gazeteye gelen bütün haberleri şöyle bir gözden geçirirler. O günün manşetini oluşturmak için yapılan toplantıya katılırlar, tartışmalar yaparlar.

Hatta bir kısmı, siyasetin ileri gelenleriyle görüşürler, bilgi alırlar, bazı özel davetlere katılırlar, buralarda konuşulan tartışılan her şeyden haberdar olurlar.

Blog yazarları ise sadece medyadan duydukları haberlere göre yazılarını yazarlar. Sadece kendi okudukları gazetelere ve kendi seyrettikleri televizyona göre yazdıkları bile olur.

Burada suçlu yazarlar değil elbette. Kabahat Medyanın... Çünkü birinin yazdığını öbürü yazmıyor, birinin manşetten girdiği haberi öteki ya tek sütuna diplerde veriyor, ya da hiç yayınlamıyor. Kimileri işin içine yorum katarak aynı haberi birbirine zıt anlama gelecek şekilde bile verebiliyorlar.

******

Hükümetin “Demokratik Açılım”ını hepiniz biliyorsunuz. Hani her gün yerden yere vurduğumuz, içini bir türlü dolduramadığımız, dolması için değil de boşalması için gayret gösterdiğimiz açılımdan bahsediyorum.

Herkes bunu o kadar iyi biliyor ki, yazıyor da yazıyor, konuşuyor da konuşuyor.

Peki bu sorun nasıl çözülecek?

Kürtlerin istekleri nerde duracak?

Apo’nun İmralı’dan her şeye maydanoz olması nasıl önlenecek?

BDP’nin taşkınlığı ne zaman sona erecek?

Seçimler rahatça yapılabilecek mi?

Terör yeniden başlayacak mı?

Yeniden şehit haberleriyle sarsılacak mıyız?

Birliğimizden dirliğimizden taviz verecek miyiz?

Kısacası bu kavgayı önleyebilecek miyiz?

Yurdumuzda barışı sağlayabilecek miyiz?

Nasıl?

*****

Demokratik açılımdan bir şey anlamayanlar, İmralı’dan her gün gelen talimatlardan ne anlıyorlar? BDP’nin ardı ardına gelen salvolarını nasıl yorumluyorlar? Kâh iki dilden, kâh ikinci bayraktan bahseden, kâh bizim böyle bir talebimiz yok diyen söylemleri nasıl yorumluyorlar?

Doğrusu bu konularda hiçbirimizin detaylı bilgisi yok. Arka planda dönen dolaplardan haberdar değiliz. Uluslar arası arenada yazılan senaryodan, biçilen rolden de bîhaberiz.

Kendi düşüncemize, siyasi görüşümüze, kanaatimize, arzularımıza ve hayallerimize göre basıyoruz klavyenin tuşlarına…

Ben gerçekten merak ediyorum.

Bu Kürtler tam olarak ne istiyorlar? Buna karşılık Türkler ne düşünüyorlar? İktidar partisi bu sorunu nasıl çözmeyi planlıyor? Muhalefetin bu konuda bir stratejisi var mı? BDP ve Apo ile hükümeti aynı kefeye koyanlar, zihinlerinde nasıl bir sonuç tasarlıyorlar?

En önemlisi de BDP, hükümeti sürekli Kürtler’e karşı yumuşak davranmakla suçlayan CHP ve MHP’nin yanında yer alarak Ak Parti’yi nasıl bir numaralı düşman görebiliyor?

*****

Çözülmesi zor bir bilmece…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..