Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

Darbet-ül muazzama

Darbet-ül muazzama
 

????? ????? ?? ??? ???


İspiyonculara göre, görevde oldukları sırada, darbe yapmayı düşünmüşler, hatta, planlamışlar, senaryosunu da yazmışlar, yapımcı bulamamışlar. Şimdi gözaltındalar. Düşündünüz, niye yapmadınız? Kim engelledi? Ne zaman yapacaksınız, sorgusundalar. Dışarıdan bakınca, komik geliyor. Ama, olanları komedi tezgahına yerleştirmek, bu dramı yaşayanlara, saygısızlık olur.

Denilmek istenen ve gözümüze sokulan şu: Bakın, biz darbecileri işte böyle yaparız. Ortada ne darbe var, ne darbeci. Ortada gizli tanıklar var. İspiyoncular var. Sahte krokiler, sahte belgeler, hayalet suikastçılar var. Geçmişin ve geleceğin intikamını alacakları, emekli Generaller, emekli subaylar var. Asıl garip olanı da, darbe yapmış, yaşayan bir emekli generalimiz de var. Ama, ona kimse dokunmuyor. Onun icraatları sayesinde, bu günlere geldiklerini, güçlenip, palazlandıklarını iyi biliyorlar.

Cüppeli ulema, cumhuriyete ve laikliğe karşı. Kimse olanları demokrasi adına yapılan olağan işlerden saymasın. Entelektüeller ve aydınlar, daha dikkatli olsunlar. Rütbeliler bitince, sıra onlara gelecektir. Onlar hakkında da krokiler, belgeler, gizli tanıklar, ortaya çıkabilir. "Ordu ise, orduda kalsın. Kışlanın dışına çıkmasın, sadece nöbet tutsun. Zamanı gelince savaşsın ve bizim için ölsün. Darbe yapmak onlara mı kalmış. Demokrasi adına, gerekirse, darbeyi de siviller yapar", diyordunuz. İşte oldu. Sivil darbe de geldi. Artık tam demokrasiye kavuştuk, huzura ermemiz yakındır.

Cumhuriyetin kurulması ve halifeliğin sona erdirilmesi ile, postu kaptıran sarıklı ve cüppeli ulema, Atatürk ten, laiklik ten ve cumhuriyet ten, intikam alma sevdasından hiç vaz geçmedi. 1950 yılından itibaren, tarikatlar ve cemaatlar, yeniden palazlanmaya başladılar. Erbakan hocanın, başbakanlık konutunda, tarikat liderlerine verdiği yemeğin manzarasını unutmayın. O manzara, bu günü gösteren en önemli belgedir. Bu günü ve geleceğimizi, gösteren, ikinci manzara, önceki gün, Kayseri de resmedildi. Cüppeli Hocafendinin konuşmasında izdiham yaşandı. Dinleyicileri belediye otobüsleri bedava taşıdılar. Haremlikler, selamlıklar oluşturuldu. Cüppeli Hoca ne anlattı. Anlattıklarından kim, ne anladı? Bu önemli değil. Önemli olan Cüppeli Hocanın, bir cemaatin Önde geleni olması ve olayın Cumhurbaşkanımızın memleketinde olmasıdır. Cüppeli Hoca, bir din uleması olarak lanse edilse de, anlattıklarının din ile bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır. İslamiyet, bu tarzdaki din adamları sayesinde, ekseninden kaydırılmıştır. İslamiyet, hiçbir dönemde, bizim toplumumuza, huzur ve barış getirmemiştir. Sadece bizim toplumumuza değil, hiçbir topluma huzur getirmemiştir. Bu ulemaların sayesinde, tarikat ve cemaat çatışmaları, hiç bitmemiştir. Günümüzde, Irakta yaşananlardan ders almamız ve gözümüzü dört açmamız gerekiyor. İşte burada, Atatürk ün büyüklüğü bir kez daha ortaya çıkıyor. Tarikatları, tekke ve zaviyeleri yasaklayan Büyük Önder, Cumhuriyetimizin 87 yılını kurtarmıştır. Bu gün yaşananlar, beni hiçbir zaman umutsuzlandırmıyor. İnanıyorum ki, cüppelerini alıp, gideceklerdir. Laiklik, İslamiyetin gerçek değerini de ortaya koyacaktır. Herkes dinini özgürce yaşayacak, hiç kimse cüppelilere ihtiyaç dumayacaktır. İslamiyetin en büyük özelliği, Allah ile Kul arasına, hiç kimsenin giremeyeceği hükmüdür. Bunu temel bir kural olarak gördüğümüz zaman, huzura kavuşacağız.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara