- Kategori
- Siyaset
Devlet'e atılan tokat

Devlet'e Kalkan El Kırılmalı
Uzun yıllar doğu ve güneydoğu bölgesinde görev yaptım.
Erzurum, Bitlis, Diyarbakır il ve ilçeleri, orda yaşayan halkı yakından tanırım.
Hala haberleştiğim birçok güvenilir canciğer dostlarım var.
Bir polis memurunun, bir jandarma neferinin “DEVLET” sayıldığını bana onlar hatırlattı.
Sen Devlet'sin diyorlardı devlet.
İki kişilik jandarma devriyesi bir köyü toplamaya yeter, önüne katar getirirdi.
Çünkü o devlet'ti.
Devlet'e itaatsizlik etmek, 7 bölgemizde yaşayan hiçbir vatandaşımızın aklından geçmezdi.
Şimdi ne değişti?
Millet Vekili sıfatı taşıyan, TC hazinesinden maaş alan sözüm ona Milletvekili, Devleti tokatlıyor.
Bu kabul edilebilir mi?
Bu noktaya nasıl geldik?
Bizi kim bu duruma düşürdü?
Kendi kendimize sormayalım mı?
Ve başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmenin zamanı değil mi?
Türkiye’de kendilerine aydın yaftası yakıştıranlar kına yaksın.
Cumhuriyet rejimi ile sorunu olanlar yaktıkları ateşin başında keyifle purosunu tüttürüyor.
Devletin terör örgütü karşısında düştüğü aczi görüp bıyık altından gülüyor.
Bizim Türkiye’den başka gidecek yerimiz, başka vatanımız yok.
Hakkâri’den Edirne’ye şehit kanı ile suladık biz o toprakları.
Ay Yıldızlı Al Bayrağı çekerken göndere, okurken istiklal marşını gururla kabarıyor göğsümüz.
Pabuç bırakmaz bu millet, birkaç bölücü, satılmış teröriste.
Nasıl Çanakkale’de yedi düvel’e pabucu ters giydirdiyse, yine şahlanır gerektiğinde.
Taşları bağlayıp, itleri salanlar aynaya bir baksın.
Yüzlerindeki kızarmayı, vicdanlarında ki pişmanlığı görsün utansın.
“Her yokuşun bir inişi” “ her gecenin bir sabahı var” diyor atalar.
Bu atasözlerini yazan ataların evlat ve torunları; Güneş’in doğuşuna mutlaka uyanacak.
12 Haziran Türk Milleti'nin Şafağı olacak.
O gün Güneş bir başka doğacak ülkemin üstüne..