Devletin başına Devlet gelmeli

Yıl 1982. Yer Ankara İktisadi, Ticari İlimler Akademisi. Sınıfa dersini ilk kez verecek olan hoca girer. Hoca tahtanın başına geçer ve tahtaya 1 rakamını yazar. Öğrenciler pür dikkat bu genç hocayı izlemektedir.

(1) Rakamını yazan hoca öğrencilere döner ve;

- “Bu kişiliktir” der.

Sonra, birin önüne bir (0) ekler ve ;

- “Bu başarıdır” der. Hoca durmaz 10 rakamına bir (0) daha ekler ve;

-“Bu tecrübedir” der.

Hoca sıfırlarına devam eder ve (1) rakamının önüne her (0) koyuşta bunların değerlerini sıralar.

Öğrenciler merak içersindedir ve hocanın bu rakamları neye bağlayacağını merak etmektedir.

Nihayet hoca (1) rakamının önündeki bütün sıfırları siler ve öğrencilerine o muhteşem tahlili yapar;

-“ Şayet sağlam, karekterli bir kişiliğiniz yoksa gördüğünüz gibi diğerleri sıfırdır”. Der.

O gün öğrencilerine bu dersi veren bugünün MHP’sinin genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’den başkası değildir. Üniversite yıllarından getirdiği “Kişilik” kavramını kendisine ilke edinmiş, titiz, kararlı, doğru bildiklerinin arkasında giden bir liderdir o.

-“ Benim hayatım düm düz bir çizgidir, zikzaklarım yoktur” diyen Bahçeli, bugün Türkiye’nin kaos dolu günlerinde, PKK- AKP koalisyonunun kol gezdiği bu günlerde sadece MHP’lilerin, Ülkücülerin umudu değil, Türk milletinin de umudu ve güvencesi olmuştur.

Ülkücü camianın “Kolejli Hamisi” olarak bilinen, öğrencilik yıllarında arkadaşları tarafından “aga” lakabıyla anıln bir liderdir o.

Üniversite yıllarında ve AİTİA de öğretim görevliliği yaptığı yıllarda ülkücü hareketten hiç kopmamış, dava gönüldaşlarına her sıkıntılı durumlarında yardımlarına koşmuş, özellikle de ülkücü hareketin “Akademisyenler” grubunda saygın bir yer edinmiştir.

1973 lü yıllarda Ülkücü Maliyeciler Derneğini (ÜMİD Bir) kurararak teşkilatlanma gücünü de ortaya koymuştur. Şahsımın o yıllarda A.Ü Eğitim Fakültesinde öğrenci olmam, değerli ağabeyiminde Devlet Bahçelinin öğretim üyesi olduğu AİTİA de öğrenci olması bizim Sayın Bahçeli ile yollarımızın kesişmesine vesile olmuştur.

Ağabeyim Sayın Bahçeli tarafından bizzat kurulan ve başkanlığını yaptığı ÜMİD- Bir yönetim kurulunda görev almış, Bahçeliyle birlikte çalışmıştır.

Devlet Bahçeli üniveritedeki görevini Alparslan Türkeş’in ısrarları karşısında bırakarak MHP de bizzat görev alarak bu mücadeleye devam etmiş, Başbuğun ölümünden sonrada hareketin başına geçerek inandığı ve gönül verdiği bu hareketin iktidar olması için mücadele vermektedir.

Devlet Bahçeli’nin herkes tarafından bilinen ve takdir edilen “İlkeli, dürüst ve titiz, kararlı” bir lider olduğu, günümüz liderlerine bakıldığında Sayın Bahçeli’nin bu özelliklerinden dolayı Türk milletine güven verdiği, devletin başına artık Devlet Bahçeli’nin getirilmesi gerektiği sıkca ifade edilmektedir.

Son 13 yıldır iktidarda olan AKP ‘nin Türkiye’yi sürüklemeye çalıştığı karanlık yollar artık gün gibi açığa çıkmıştır. İmralı, Kandil, BDP ve AKP kol kola girerek Kurucu Cumhuriyet iradesine, Anayasamızın “Değiştirilemez, teklif dahi edilemez” denilen maddelerine göz dikmiş, 7 Haziranda yapılacak seçimlerde PKK ile varılan 10 Maddelik SEVR misali anlaşmayı uygulamaya koymak için var güçleriyle çalışmaktadır.

Türkiye için çok önemli olan bu seçimlerde, özellikle geçmişte bu hareketin içersinde bulunan, kendilerine “eski ülkücüler, Taş Medreseliler, Yusufiyeliler” denilen kesimlerin günlük kavgaları bırakıp, Devlet Bahçeli’nin liderliğinde ki MHP’ye destek vermeleri, bir ve bütün olmaları gerekmektedir.

MHP’de yine bazı kesimlerin dillendirmeye çalıştığı gibi bir “liderlik kavgası” yoktur ve olmamalıdır. Hayatını hep bu hareketin gelişmesine, iktidar olmasına adamış, zikzakları olmayan ilkeli lider Bahçeli’ye başta bu harekete gönül vermişler ve Türk milleti sahip çıkmalı, özellikle de AKP iktidarından ve PKK belasından kurtulmak isteyenlerin “MHP çatısı altında toplanmalı, devletin başına Devletin gelmesine” canı gönülden katkı konulmalıdır.

Osman Özeker 09.03.2015