- Kategori
- Sinema
Devrim Arabaları

İmkansızlık gibi insan zihninin yarattığı sanal bir kavramın ve bence de bir tercihin toplumun genelinin zihniyeti haline gelmesi ne acı.
Evet imkansızlık bir tercihtir. Denememe tercihi.
Yapılabilecekler konusunda mevcut şartların tam olarak oluşmadığı düşünülüp bu şartları oluşturmak için hiçbir çaba sarfetmeme tercihidir. Ve hatta bu şartları oluşturmak isteyenlere engel olma tercihidir.
Bir anlamda da kolaycılıktır.
Gerekli ortam oluştuğunda, oluşturulduğunda hiç bir şey imkansız değildir.
İşte böyle bir öyküyü anlatıyor "Devrim Arabaları".
Gerçek bir öykü .Ve ne yazık ki hafızalarımıza bir başarısızlık öyküsü olarak yer ettirilmiş ve sonra da silinip gitmiş bir yakın tarih gerçeği. Aslında yolda kalmayan “Devrim”in öyküsünü bilmeyenlere anlatması açısından önemli bir film.
Onların inançları, umutları, hayalleri ve cesaretleri vardı. Hem kendilerine hem de ülkelerine.
Zorlukların farkındaydılar ama " Bir şeyin zor olması başka, imkansız olması başka bir şey" di.
23 mühendisin, kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak girdikleri macera, zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan sayısız engelle mücadeleleri, azmin ve birbirine inanan insanların neleri başarabileceğinin gerçek öyküsü , sinema diliyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
Yıl 16 Haziran 1961. Cumhurbaşkanlığı konutunda verilen davette işadamları, gazeteciler ve darbe erkanı ülke kalkınmasını tartışıyorlar. Bir ara Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel sinirlenip bu ülkenin otomobil bile üretebileceğini söyler. Bu iddia ciddi ciddi meydan okumaya dönüşür. Paşa emrini verir. Yaklaşmakta olan Cumhuriyet Bayramı’na ilk yerli otomobil yetiştirilecektir”. Film bu sahneyle başlıyor.
Tüm olumsuz koşullara rağmen ilk Türk otomobilinin yapım sürecinin tüm unsurlarını, idealist, cesur ve devrimci insanların mücadelesini, müthiş başarılarını, buna rağmen yaşanan trajik sonu içimize sindiremiyerek izliyoruz.
Bu filmi izlerken insan bazen kahrediyor, içi eziliyor, isyan ediyor "şark kafasına" zihniyetine. Bazen de gurur duyuyor yapılanların gerçek olduğunu bilmenin sevinciyle teşekkür ediyor Atatürk 'e ve onun sanayileşme konusunda "garp zihniyetini" yerleştirme çabalarına. Çünkü başarılan onun döneminin yetiştirdiği beyinlerin mücadelesiyle gerçekleştirilmiş.
Bu anlamda Cemal Gürsel'in sırf benzin olmadığı için çalışmayan devrim arabası için söylediği şu çarpıcı cümleyi yazmak istiyorum. "Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz"
Bu genel muhafazakar şark zihniyetini değiştirmek isteyen devrimciler ülkemizde her zaman, her dönem de çıkmış ve çıkıyor da ama işte onların başarıları ne yazıkki çoğu zaman kompleksli imkansızcıların yoğun dalgalarında kaybolup gidiyor.
Kim bu kompleksli imkansızcılar ?
Özellikle bu filmde görüyoruz ki kendini küçük gören, kolaycı ve tembel bir zihniyetin esir aldığı, üniversitesinden basınına, bir avuç sanayicisinden politikacısına, halk ve sesi duyulabilen herkestir.
Onlar özel sohbetlerde, röportajlarda, film gösterili konferanslarda bu görüşlerini, itirazlarını, olumsuzluklarını, engellemelerini sergilemekten çekinmediler.
Atatürk ülkemiz adına devrimcilerin en başarılısı. Tüm engellemelere karşın onun ışığı, hala yolumuzu aydınlatmaya, bize umut olmaya, inanç olmaya, gelecek olmaya devam ediyor.
Devrim arabalarının başarısının sahipleri de ; onun döneminde okumuş, ‘Atatürk Eğitimi’ ile yetişmiş, bir kısmı yurt dışında eğitimlerine devam edip karşılığını vermek üzere ülkelerine dönmüş, o zamanın eğitiminin ne kadar da başarılı olduğunu gösteren insanlardır.
Bu film son yıllarda izlediğim, yakın tarihimize ışık tutan en güzel Türk filmlerinden biri bence.
Tijen Taşlı- İzmir