- Kategori
- Felsefe
Doğaya ve Evrene tapınma

Doğaya Tapınma
Gün geçtikçe insanların dini aktivitelerden uzaklaşarak kendilerini doğaya teslim eder oldu. Bunun altında yatan nedenler ise; din savaşları, din ayrımcılığı, din tüccarlığı gibi din ile alakası olamayan dünyevi olaylardır. İnsanoğlu her zaman için inandığı değerleri yönetim biçimi olarak kullanmaya ve hatta savaşlarda bile bunu amaç olarak kullanmayı tercih etmiştir. Bu da insanların dini değerlerden uzaklaşarak kendini doğada huzur bulmaya sürüklemiştir. Haliyle günümüzde yapılan festivaller, tatil imkânları, yerleşim yerleri de hep bunun üzerine kurulmuş oldu.
İnsanlar kutsal sayılan mekânlarda aradığı huzuru bulamayınca kendilerini bazen bilinçli olarak bazen ise bilinçaltında oluşan dürtülerle doğaya teslim etmiş durumdadır. Kimi tatilini tamamen doğayla özdeş bir yerde yaparak bütün yılın stresini, yorgunluğunu ve maddi sıkıntılarını manevi olarak huzura kavuşmayı hedeflemiştir. Kimi ise bir ritüel gibi kendini uzun süreli bir doğa hayatına adayarak toplumdan uzaklaşmayı planlamaktadır. Böylece insanların yok ettiği ve beceremediği toplumsal yapıdan uzaklaşarak bireysel huzuru aramaktadır. İnsanoğlu temelde ne kadar da sosyal bir varlık olduğu düşünülse de aslında tam anlamıyla bencil ya da bireyci bir yapıya sahiptir. Bu da insanın kendi ile barışık olması gerektiğinin sebebidir. Çünkü insanoğlu başında yalnızdır ve sonunda da yalnız olacaktır. Onun en büyük dostu kendisidir.
İnsanın doğaya saygılı olması konusunda birçok çalışmalar STK’lar tarafından sürdürülmektedir. Bizim bilmediğimiz bir evrenden gelen bilgiye tapınmak yerine bulunduğumuz gezegen ve bildiğimiz evrende yaşamayı öğrenmemiz ve doğayla bir bütün olmamız gerektiğinin farkına varmamız gerekmektedir. Bizim en büyük yaratıcımız aslında doğanın ve büyük evrenin ta kendisidir.
Rüzgar Yılmaz