- Kategori
- Sağlık
Doktor olmayan ameliyatlara girer mi?

Ameliyathane
Yaşadığım yerde 2, 001, 690 kişi farklı dillerde iletişim kuruyormuş. Tabii bu eyalet kayıtlarına gore yapılan araştırmalar sonucu varılan bir rakam. Bir de kayıtlarda olmayan bu ülkede kaçak yaşayıp çalışan vatandaşlar var. Bu rakam 5 milyonu buluyor. Hatırladığım kadarı ile en son çalışmalarda bu eyalette 174 farklı dil konuşuluyordu. Bir çoğu ingilizce konuşmuyorlar ve gittikleri yerlerde tercümanlara ihtiyaçları oluyor. Mahkemelerde, diğer devlet kuruluşlarında, hastanelerde, avukatların açmış olduğu davalarda, bu liste bitmez. Her vatandaşın bir tercüman bulma hakkı var. Kendisini doğru olarak ifade edebilmesi için bu şart.
Geçen yıl bana bir klinikte bir tercümanlık görevi verildiğinde
-Siz içeri geçin soyunun biz de birazdan hazır olacağız dediğinde ben şoktayım
- Ben tercüme yapıyorum, soyunacak kişi o olmalı diye hastayı işaret ediyorum. Hemşire gülümseyerek
- O da soyunacak diyor.
- Benden uzak dur, ben sterilim görmüyor musun?
Ne bileyim ben bana bir şey mi dendi? Hiç kimse bir şey açıklamadan beni buraya soktular. Bende gayet masum bende sterilim merak etmeyin dedim. Ama o hala bağırıyor
-Uzak dur diyorum
-Tamam, kusura bakma daha once bir ameliyathaneye sadece hasta olarak girmiştim bilmiyordum.
İşlem uzun sürmedi beş dakikalık bir prosedür. Hastanın gırtlağına üç tane 6-7 santimlik uzunluğunda ince bir iğne batırıldı. Doktor Masaya takılı bir monitorden iğneyi nereye saplayacağını tespit ediyor ve sonra soruyor
-Sorun bakalım, ağrı var mı? Ben hastaya soruyorum ama hasta hem yaşından dolayı sanırım hem suratı onca örtünün altına gömülü kaldığından ve verilen ilaçlardan zor duyuluyor sesi, sadece inilti halinde bir ses çıkıyor Üçüncü iğneden sonra ağrıyan yer tespit edildi. Şimdi artık boyun ağrısının nereden kaynaklandığı belli ve tedaviye başlayabilecekler. Bu arada hasta narkozun etkisiyle uyumaya başladı. Ben bir an once insanları beni de o sedyeye yatırmak zorunda bırakmadan ameliyathaneyi terketmek istiyorum. Midem bulanıyor görevlilerden birine sordum
- Ben dışarı çıkabilir miyim artık? diye Doktor yüzüme bile bakmadan alaycı bir gülüşle bana
-Biraz acıma gösterip en azından uyanana kadar hastanın yanında kalabilirsin değil mi dediğinde benim sinirlerim oynadı artık ama ne yazık ki ben onun ağzının payını veremeden terketti ameliyathaneyi. Ne diyecektiysem bende ama işte etnik özelliklerimizden vazgeçemiyoruz hala. Birine ağzının payını vermek gibi.
Hastanın yanında uyanana kadar kaldım. Adamla ameliyathaneye alınmadan once ordan burdan sohbet ederken bir Türk derneğinden söz etmiştik. Uyandığında bana ilk sorduğu soru
-Sen folklor gösterisini izledin mi bizim dernekteki çocukların? Oldu
Ben rahatladım, uyandı ve kendinde, bir ara doktor geldi yanımıza içeride maskeden yüzünü görememiştim ama şimdi beynime işledim o yüzü. Yüzüme bile bakmadı zaten.
Hemşire’ye artık gideceğimi ve bir daha o doktorla ameliyata girmeyeceğimi söyleyerek gittim. Bana da bakar mısınız? Sanki her gün ameliyata giriyorum. Ama o da bana her gün ameliyata giriyormuşum gibi davrandı. Kadın gülümsedi ve doktorun bu alanda en başarılılardan biri olduğunu anlattı bana. Ne olursa olsun en başarılı olması en terbiyesiz olmasını da gerektirmiyor.
Yine de kendini ingilizce ifade edemeyen bu adama verilen bu yardım akıl almaz bir durum. Ameliyathaneye bir tercüman istiyorlar ve ücretini de ona ödetmiyorlar.
Doktorunuzun söylediklerini anlayabilmeniz için devlet size tercüman bulmak zorunda. 1964 sivil kanunun maddelerinden biri her koşulda doktora gidildiğinde kendi sorunlarınızı anlatabilmeniz için, doktorun tedavi yöntemlerini anlayabilmeniz, ilaçlarınızı sorunsuz kullanabilmeniz ve kafanızı karıştıran tüm sorulara yanıt alabilmeniz için bu haklardan yararlanabiliyorsunuz.
Ben o doktorla tekrar ameliyata girer miyim bilmem ancak bir dahaki sefere böyle bir prosedürü önceden kesinleştireceğim.