- Kategori
- Psikoloji
Duman

Kendi kendine sarılıyorsun şimdi. Başını tutuyorsun. Korumaya çalışıyorsun kendini. Hayatın tüm bulanık anılarından ve kötüsünden. Buğulu bir sabah vakti gözlerini güneşe açmak istiyorsun. Ama olmuyor. Hiç olmadı. Hayatını daima o sessiz sakin sahilde geçiremezsin, biliyorsun.
Sen asla hayatın seni büyütmesini istemedin. Sen hayatı büyütmek istedin. İzin vermediler. Kurallar olduğunu söylediler. Yıkılmaması gereken , tekmeler savurmaman gereken , kırılmazlardan bahsettiler sana. Binbir gece masalları okuyarak büyüdün... Ama şimdi tek başına bir gece vakti, karanlıklar ortasında soğuk monitöründe beliren bu satırları okuyorsun bir yandan. Masalların olmadığını şimdi keşfediyorsun. Bu yazdıkların binbir gece masalları değil elbette, ama bunlar binbir gece meselleri olabilir pekala.
Düşüncelerinde asla böyle bir dünya yoktu. Müziğin dinginliğini keşfettiğinde dinlenmiş oluyordun. İçinde beliren hiçliği sorabileceğin kimse yok biliyorsun. İnsanlar deli olduğunu düşünür diye düşünerek ürküyorsun. Yüreğinden kıymıkları sökmen imkansız artık. Onlar olmadan yaşayamazsın. Onları çıkardığında kanayacaksın.
Gao'nun bahsettiği maskeleri hatırlıyorsun. O maskelerden birinin yüzünden çıkaramayacağın kadar güçlü olmasından ve onu çıkaramamaktan korkuyorsun. Tek başına ölmekten korkuyorsun. Aşık olmayı ve olunmayı arzuluyorsun. Boşlukta dönüp duruyorsun. Başın dönüyor bu dönüşten. Hayat arzusu sarıyor içini. Ama evine gelip kapıyı ardından kilitleyince omuzlarına yalnızlığın yapışıyor. Seni aşağılara çekiyor. Direnmen imkansız.
Kaçmak için yazıyorsun bunları.
Hayat kaçağı olmak sana heyecan veriyor.
Kısa bir süre olsa da yaşadığını hatırlatıyor sana....
Sen asla hayatın seni büyütmesini istemedin. Sen hayatı büyütmek istedin. İzin vermediler. Kurallar olduğunu söylediler. Yıkılmaması gereken , tekmeler savurmaman gereken , kırılmazlardan bahsettiler sana. Binbir gece masalları okuyarak büyüdün... Ama şimdi tek başına bir gece vakti, karanlıklar ortasında soğuk monitöründe beliren bu satırları okuyorsun bir yandan. Masalların olmadığını şimdi keşfediyorsun. Bu yazdıkların binbir gece masalları değil elbette, ama bunlar binbir gece meselleri olabilir pekala.
Düşüncelerinde asla böyle bir dünya yoktu. Müziğin dinginliğini keşfettiğinde dinlenmiş oluyordun. İçinde beliren hiçliği sorabileceğin kimse yok biliyorsun. İnsanlar deli olduğunu düşünür diye düşünerek ürküyorsun. Yüreğinden kıymıkları sökmen imkansız artık. Onlar olmadan yaşayamazsın. Onları çıkardığında kanayacaksın.
Gao'nun bahsettiği maskeleri hatırlıyorsun. O maskelerden birinin yüzünden çıkaramayacağın kadar güçlü olmasından ve onu çıkaramamaktan korkuyorsun. Tek başına ölmekten korkuyorsun. Aşık olmayı ve olunmayı arzuluyorsun. Boşlukta dönüp duruyorsun. Başın dönüyor bu dönüşten. Hayat arzusu sarıyor içini. Ama evine gelip kapıyı ardından kilitleyince omuzlarına yalnızlığın yapışıyor. Seni aşağılara çekiyor. Direnmen imkansız.
Kaçmak için yazıyorsun bunları.
Hayat kaçağı olmak sana heyecan veriyor.
Kısa bir süre olsa da yaşadığını hatırlatıyor sana....