- Kategori
- Güncel
Dün, bugün ve yine aynı acı

SAYISI 17 ...
22 Ekim 2007
Hakkari'de düzenlenen hain saldırıda 12 askerimiz yaşamını yitirmişti.
Ben hâlâ unutamamıştım o acı Pazar gününü.
Büyük oğlum üzgün gözlerle vermişti acı haberi.
İnanmak istememiştim.
Gencecik ve yaşam arzusuyla dolu Mehmetçikler.
***
4 Ekim 2008
Hakkari Şemdinli Aktütün Karakolu'na düzenlenmiş saldırıda 17 askerimiz yaşamını yitirdi.
Değişen bir şey yok.
İçim çöl gibi olmuştu yine
Gözyaşlarım da tükenmişti yine
içimdeki kuraklıktan…
Bu gencecik hayatların nasıl hayalleri vardı?
Hangi doğru için hayatlarını kaybettiler?
Ben anlamıyorum !
Kim verecek bunun hesabını?
Kim soracak bunun hesabını ?
Arada giden şehitlere, alıştık sanki.
Çok acı değil mi?
İçimin parçalandığını hissederim her şehit haberi ile.
Çaresiz bir acı, hiçbir şey yapamamanın çaresizliği!
Bir yıl öncesi ve bir yıl sonrası.
Değişen bir şey yok.
Yazmak acımı hafifletebilir mi ?
Uygun kelimeler neler ?
Böyle acı nasıl ifade edilebilirdi ki?
Susmak da istemiyorum!
Ben de bir anneyim.
Dört gün geçti aradan ve hayat normale girdi bile…
Ateş düştüğü yeri yaktı yine…
Bu düzen değişmeyecek mi?
Bu daha ne kadar sürecek?
***
2 Kasım 2007 tarihinde izledim
Nazım Hikmet Oratoryosu
Nazım Hikmet’in harika dizeleri ve Fazıl Say’ın muhteşem müziği.
Kulaklarımda adeta yankılanıyor dizeler yine:
“Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri
Siz toprak altında derin uykudayken
……………………………
Biz toprak üstünde derin uykudayız
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi! ”
Bugün de ne kadar anlamlı geliyor bana yine…