Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '09

 
Kategori
Futbol
 

Dün dündür, bugün bugündür.

Dün dündür, bugün bugündür.
 

Gidişim suskun olmuştu ama, dönüşüm muhteşem olacak!


O malum Mayıs gününü hiç unutmuyorum. Fenerbahçe’nin Denizli’de şampiyonluğu bırakmasını kimse beklemiyordu, Aziz Yıldırım da, Daum da dahil buna. Seneyi çok iyi geçirmiş, rekor sayılabilecek bir puan toplamış, üstelik Galatasaray’I 4-0 gibi muhteşem bir skorla yenmiş, Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna kesin gözüyle bakılmıştı. 2 sene üstüste takımı şampiyon yapan Daum, 3. şampiyonlukla beraber Fenerbahçe’nin unutulmazları arasında yer alacaktı. Ama olmadı. Beklenmeyen bir sonuç, Daum’un da sonunu hazırladı Fenerbahçe’de. Aziz Yıldırım şampiyon olmamayı kendine yediremedi, Fenerbahçe’ye bu kadar faydası olmuş, 3 senede 2 şampiyonluk, 1 kılpayı ikincilik kazandırmış Daum’u kapıya koymaktan çekinmedi.

Şimdi filmi tekrar başa sarmak üzereyiz. İster bu seneki hezimet Aziz Yıldırım’a çok şey öğretti densin, ister Türkiye’yi tanımayan yeni bir hocayla 3 sene üstüste şampiyonluk hedefine cesaret edemedi densin, Fenerbahçe tekrar Daum’la anlaşmak üzere. İmza töreninde Aziz Yıldırım’ın ne diyeceğini merak edenlerdenim. Çıkıp herkesin karşısında ‘hatadan döndük’ diyebilir mi? Daum’dan özür dileyebilir mi? Hiç sanmıyorum. Süleyman Demirel’in ‘Dün dündür bugün bugündür’ sözü ne kadar da özlü bir sözmüş, sağolsun yönetimler gün geçtikçe ispatlıyor bunu.

Daum tabii ki boş durmadı, kariyerine köklü bir kulübü tekrar Bundesliga’ya çıkararak ve takımı ligde tutarak devam etti. Fenerbahçe de boş durmadı, o sırada dünya yıldızlarını kadrosuna katarken iyiden iyiye Brezilyalılaştı, bir sürü gereksiz transfer yaptı. Yani Daum eski Daum olsa bile, Fenerbahçe eski Fenerbahçe değil. Dolayısıyla Daum’un Fenerbahçe’de başarısı muamma olacaktır, özellikle geçen seneki tüm başarısız futbolcularla sözleşme yenilenmişken. Burada fark gösterebilecek tek faktör, Daum’un istemediği futbolcuyu direk gözden çıkarabilecek kadar gözü kara olması. Bu bağlamda zaten henüz sözleşme imzalamamış Lugano’nun ve kaleci Volkan’ın gideceği konuşuluyor. Ama sözleşme imzalanmış oyunculara verilecek tazminatlar, hele Aragones’e 3.5milyon euro tazminat ödenecekken, yönetimi korkutabilir, ve yönetim bu futbolcuların gitmemesini isteyebilir. Bu da Daum ile yönetim arasında itilaf doğuracaktır. Sonuçta hiçbir hoca, kendi hazırlamadığı takımla çalışmak istemez.

Bir de Aykut Kocaman’ın ‘sportif direktör’ sıfatıyla takıma katılması konuşuluyor ki bunu Daum onaylar mı bilinmez. Aykut Kocaman çok iyi bir hoca, ancak baskın iki karaktere bir de Aziz Yıldırım eklenince bu 3 başlılık da endişe verebilir. Sonuçta kim kime rapor ediyor olacak? Daum’un Aykut’a rapor etmesi söz konusu bile olamaz, o zaman ‘sportif direktör’ sıfatının bir anlamı kalmaz. Ben açıkçası bunun gerçekleşeceğine inanmıyorum. Eminim ki Aykut'ta ancak sağlam bir görev tanımı yapılırsa böyle bir ‘ateşten gömlek’ giyer, aksi halde sonu hüsran olur.

Tabii ki bunlar farazi konuşmalar, soruların cevabını gelecek sene sahada Daum’un Fenerbahçe’si verecektir.

 
Toplam blog
: 55
: 969
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

29 yaşındayım. İTÜ Tekstil Mühendisliği mezunuyum. Evliyim. Çocukluğumdan beri futbol gönüllüsüyüm. ..