Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Mart '14

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Dünya Kadınlar Günü ve ezoterik açıdan önemi

Dünya Kadınlar Günü ve ezoterik açıdan önemi
 

Kutlama kartı


Bu yazıyı beni dünyaya getiren canım anneme, beni ben yapan uzun yolda yanımda olan güzel karıma ve geleceğin annesi prenses kızıma adıyorum... İyi ki varsınız!!! Ve her zaman var olun.

08 Mart Cumartesi Dünya Kadınlar günü olarak kutlanıyor.

Ne acıdır ki böyle bir gün aşağıda biraz sonra okuyacağınız o acıklı 1857 yılı 08 Mart günü yaşanan talihsiz ve yüz karası olaydan sonra belirlenmiş. Keşke daha önceden hiçbir nedene gerek kalmadan belirlenseymiş.

Hikaye kısaca şu...

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

26- 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.”

Hayat bir oyun!!??...Hatta bir tiyatro...

Bu tiyatro ise; TEKAMÜL için var; gelişim için var.

Kadın-erkek çatışmaları her evli ya da evli olmayan çiftin başına gelir.

Bırakın flört veya evliliği...

Kız-erkek çatışmaları henüz 4-5 yaşlarında başlar.

Cinsiyet ayrımı yapmaksızın oyun oynayan çocuklar; bir bakarsınız bir yaştan sonra...

“o erkek onunla oynamam”, “kötü kız, ben onunla oynamam” gibi ifadelerle kendi cinsiyetlerinden çocuklarla oynamayı seçer.

Şu beni çok güldürür...

O “ben kızlarla oynamam” diyen erkek çocuk, blu çağı ve sonrasında kızların peşinden koşar.

O “ben erkeklerle oynamam” diyen kız, bir erkek onu dansa kaldırsın diye okul balosunda meraklanır.

Bilmez ki herkes birbirine muhtaç, her cins birbirini tamamlar... öğrenecektir elbet.

Her şeyin BİR olduğu bu evrende sen-ben, biz-siz, kadın-erkek diye bir şey olabilir mi?

Yaradan’ın cinsiyeti olabilir mi? Olmaz tabii ki. O hepsini içinde barındır.

Yaradılıştan bu zamana bu hayat tiyatrosu evrendeki eril-dişil veya daha güzel bir ifadeyle anod-katod ilkelerin oyununa sahne...

Hayatta her tür canlı veya cansız varlık, parçası olduğunu Mutlak Varlık’ın tek ve bütün olması gereği eril ve dişil ilkeleri kendi içinde barındırır.

Bunu en güzel kadim Çin Felsefesi Taoizm’de kullanılan Yin Yang sembolü anlatır.

Hayatta zıtlıklar vardır ve her zıtlık kendi zıddını içinde barındırır...

İyilik kendi içinde kötülüğü, kötülük kendi içinde iyiliği barındırır. Zira bir zıt olmadan diğerini anlayamayız.

İşte!! Alın size Einstein’ın RölativiteTeorisi’sinin ezoterik yansıması.

Daha da güzeli... Hayat zıtlıkların dansına sahnedir ki;

Bu dans bir zıt kutuptan diğerine gidip gelen bir sarkaça benzer...yani hayat döngüseldir.

Ey TAM ve BÜTÜN olmak isteyen kendini bilme yolcusu!!!

Yin Yang sembolüne bak ve gör ki;

Tekamül etmek için ÖNCE kendi içine bakmalısın, kendini önce bulmalı, sonra bilmelisin

Ve çıkışın kendi içinde zıtlıkları birleştirmendir.

Onları BİR etmendir. Zira evrende her şey bir ve tektir, görüntüdeki çokluklar aynı şeyin farklı yansımaları ve tezahürleridir.

Bu da kendi içindeki zıt unsuru keşfedip özümsemenle olur.

Bu yüzden bir kadın için erkek tamamlayıcıdır; erkek de kadının tamamlayıcısıdır

Bir söz vardır...

Çeliğin sınavı ateşle, erkeğin sınavı kadınla olur” diye...:))

İşte bu misal; her şey zıddıyla test edilir ve bir üst basamağa gelişimi tetiklenir.

Bu yüzden bil ki;

hayatta ne yaşıyorsan, karşında hangi zorluk varsa, çevrende ne tür insan varsa...

kişiler, durumlar, olaylar ve koşullar senin içindir...

senin gelişimin içindir, seni sana buldurmak içindir.

O sınavı aş ki bir sonraki sınav daha zor yerden ve daha büyük gelmesin.

İşin başı KABUL... her şeyi ve herkesi olduğu gibi kabul etmek.

Farklı düşünebilirsiniz, ama farklı düşünenlere saygı duyacak ve kabul edeceğiz.

Zaten başka türlü yapabilseler başka davranırlardı. O da onların sınavıdır.

Bu yüzden kadın-erkek hepsi kendi içinde muhteşem güzellikler, zenginlikler ve potansiyeller barındırır.

Sen sen ol, hayatın mesajlarını oku ve koluna taktığın hayat arkadaşından öğren.

Olduğu gibi kabul et ve öğren... çünkü her şey gelişim için vardır.

Sevgiler,

Kenan

 

İLGİLİ YAZILARIM

Dünya Kadınlar Günü 1- İnsanlık tarihinde Kadın http://blog.milliyet.com.tr/dunya-kadinlar-gunu-1---insanlik-tarihinde-kadin/Blog/?BlogNo=524765

Dünya Kadınlar Günü 2 – Kadın ve Erkeğin Yaradılış’taki Yeri http://blog.milliyet.com.tr/dunya-kadinlar-gunu-2---kadin-ve-erkegin-yaradilistaki-kozmik-yeri/Blog/?BlogNo=524921

Dünya Kadınlar Günü 3 – İlahi ve Beşeri Aşk http://blog.milliyet.com.tr/dunya-kadinlar-gunu-3---ilahi-ve-beseri-ask/Blog/?BlogNo=524971

Dünya Kadınlar Günü 4 – Dişinden Kadına, Erkekten Adama http://blog.milliyet.com.tr/dunya-kadinlar-gunu-4---disiden-kadina--erkekten-adama/Blog/?BlogNo=525071

Leyla’dan Mevla’ya http://blog.milliyet.com.tr/leyla-dan-mevla-ya/Blog/?BlogNo=459798

Mevlana’nın başarısında kadının yeri http://blog.milliyet.com.tr/mevlana-nin-basarisinda-kadinin-yeri/Blog/?BlogNo=441377

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara