- Kategori
- Tarih
Dünyanın ilk robotu Diyarbakır'lı

Tarihin her döneminde, ama özellikle Mervanlılar, Selçuklular, Eyyubiler, Artuklular dönemlerinde sanatta, kültürde, ticarette en görkemli yıllarını yaşayan Diyarbakır’da, İçkale’deki, Artuklu sarayında, 830 yıl önce “Dünyanın ilk ve en eski sibernetik bilgini” olarak kabul edilen Ömer İbn-el Rüzaz Eb-ül İz’in yaptığı mekanik robotlar kullanılıyordu.
“Makine, mekanik ve elektronik beynin dünyada doğduğu yer, Türkiye’de Diyarbakır’dır. 1180’li yıllarda Artukoğulları’nın saraylarında hayat tamamen otomasyona dönüşmüştü. Sarayın salonlarını kaloriferler ısıtır, robot insanlar hizmet görürdü.
Artukoğulları hükümdarları akıllara durgunluk veren teknoloji ihtişamıyla geleceğin 2000 yılını yaşıyorlardı. Yirminci Yüzyılın teknolojik buluşlarının büyük bir kısmını o yıllarda egale eden dahi bilgin Ömer Eb-ül İz idi.
Kara Arslan’ın torunu Nasr-üddin Mahmud, zevk aleminde, bir düğmeye basınca servi boylu dilber bir robot elindeki altın kupaya şarap boşaltır, hükümdarın dudağına sunardı.
O devrin giysilerini giymiş robot insanlar davul, zurna, zil ve saz çalarak konukları eğlendirirdi.
Sarayın bahçesinde gezinen robot filler üzerindeki robot sipahiler borazanla saatin kaç olduğunu haber verirlerdi.
Bahçede suni ağaçların dalları arasına gizlenmiş çeşitli kuşlar rüzgar estikçe öter, etrafı güzel nağmeler kaplardı.
Saray hazinelerinin kilitleri 28 şifreliydi. Onları bilenden başkası açamazdı...”
Dahası var tabii
Hükümdarı ve konuklarını eğlendiren oynayan ve saz çalan robot kızlar.
Sarayın salonunda, koridorlarında gezinen altın tavus kuşları.
Bahçede gezinen filler.
Üzerinde her saat başı öten kuşlarla, güneşin günlük seyrine göre saati, dakikayı, günleri ve ayı gösteren muhteşem çalar saat.
Her salonun ortasında, devridaimle sürekli ve aralıklı su fışkırtan fıskiyeler.
Başına dokununca ağzından sıcak veya soğuk su akıtan tavus kuşları.
Hükümdara aptes alması için eline su döken makine hizmetçi.
Bahçedeki havuzda gezinen bir kayık ve içine su dolan kayığı bir yanda boşaltırken bir yandan da borusunu öttürerek yardım çağıran kayıkçı.
Kış günlerinde sarayın geniş salonlarının ısıtılmasında kullanılan içinden sıcak sular geçen bakır radyatörler, yani, kalorifer.
HÜKÜMDAR İSTEDİ
Eb-ül İz yaptığı robotlarla ilgili çizimleri dönemin Hükümdar Eb-ül Feth Mahmut, Bin-i Mehmet Bin-i Karaaslan’ın emri ve isteği üzerine bir kitapta toplar.
İçinde 1000’den fazla minyatür, 143 resim ve kroki bulunan 446 sayfalık kitabının ön sözünde kendini ve kitabını şöyle tanıtır;
“Ben bu kitabı Artukoğullarından Diyarbekir hükümdarı adına yazdım…”.
Ne yazık ki; Dahi bilgin Eb-ül İz 1233 yılında ölünce, daha doğrusu Artukoğulları hükümdarlığı sona erince, robotların da sonu gelmiş.
Eb-ül İz’in bu muhteşem eseri Diyarbakır’daki kütüphanenin tozlu raflarında, Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim Mısır seferinden dönünceye kadar tam 340 yıl kalmış....
22 Ocak 1517 günü Ridaniye Savaşı’ dönüşünde Diyarbakır’a uğrayan Yavuz Sultan Selim kitabı alır, İstanbul’a saray kütüphanesine götürür.
Ne var ki; Kütüphanelerin tozlu raflarında kalmak kaderi burada da bulur Eb-ül İz’i.
Yavuz Sultan Selim, her ne kadar, Diyarbakır’dan İstanbul’a götürdüğü Eb-ül İz’in bu muhteşem eserini Arapçadan Türkçeye çevirtirse de, o dönemin bilginlerinden hiç kimse bu konu ile ilgilenmez ve ne yazık ki kitap böylece İstanbul’un Saray Kütüphanesi’nde de 360 yıl kalır.
HIRSIZI DİPLOMAT
1876 yılında tahta çıkarılan Padişah II. Abdülhamit döneminde, İsviçre’nin İstanbul’daki Başkonsolosluğu’nda elçi vekili olarak görev yapan MARTEN adında bir MÜSTEŞRİK, yanı Doğu dilleri ve tarih bilimcisi, bu muhteşem kitabın varlığından haberdar olur.
Sık sık inceleme yapmak bahanesiyle kütüphaneye giden MARTEN, fırsat bulduğunda da Eb-ül İz’in kitabının önemli çizimlerinin yer aldığı 66 sayfayı kopararak cebine koyar, .Avrupa’ya kaçırır.
Çalıntı sayfalardan esinlenen Alman Fizik Bilgini Gustav Heinrich Widemann, 1880’li yıllarda Eb-ül İz’in çizimlerinden yola çıkarak robotlardan bazılarını yapar, çalıştırır. Bu başarı Avrupa bilim dünyasında geniş yankı yapar.
Bilgin Widemann’ın yaptığı bu robotlar halen Almanya’da ERLANGEN Üniversitesi’nde bulunuyor..
O yıllarda aynı üniversitede görevli M. Ritter adında bir başka bilgin de kitabın eldeki parçalarının Almanca çevirisini yapar ve Alman sanayicilerinin bilgisine sunar.
Günümüzde çoğu Fransa’da, iki sayfası da Amerika’da Metropolitan Müzesi’nin İslam Eserleri Bölümü’nde bulunduğu bilinen bu çalıntı çizimlerinden bazıları geçtiğimiz yıllarda Paris’te Luvr Müzesi’nde sergilendi.
Eb-Ül-İz'in kitabının orijinali halen Topkapı Sarayı III. Ahmet Kitaplığı'nda bulunuyor.
Ama ne yazık ki eksiğiyle.
Bir el yazması kopyası da Ayasofya Kütüphanesindedir...