Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Duyarsızlık

Duyarsızlık
 

Şu son 10 gün içinde, iki duyarsızlıkla karşılaştım, paylaşmak istedim.

İlkine, alışveriş için gittiğim, semtimizin büyük marketlerinden birinde şahit oldum. Bayanın biri, şarküteri reyonundaki çocuktan fıstıkı salam istedi ve doğramasını söyledi. Şarküteri reyonundaki çocuk, inanılmaz sevimli ve güler yüzlü, saygılı biridir. Salamı aldı ve makinada doğrayıp, şeffaf bir kutuya koydu. Ben de sıra beklediğim için olayı izliyordum.

Çocuk, salam kutusunu poşete koyup bayana uzattı. Bayan paketten kutuyu çıkarttı ve çocuğa söylenmeye başladı; Sence bu salam fıstıklı mı? diye girdi söze. Çocuk da, son derece masumca ' Evet' diye cevap verdi. Bayan sesini yükselterek ; Göstersene bana fıstıkları dedi. Çocuk, neye uğradığını şaşırdı ve ' Sizin gösterdiğiniz salam buydu, ondan doğradım ' diyerek, vitrindeki fıstıklı salamı gösterdi. Gerçekten de o salamdı doğradığı. Bayan tekrar söylenmeye başladı; O zaman, sen bunu doğrarken fıstıklarını parçaladın dedi kızgınlıkla. Çocuk; Olur mu hiç öyle şey, ben hep aynı ayarda doğruyorum gibisinden bir şeyler söyledi. Bunları söylerken de, her zamanki gibi gülümsüyordu. Ben ise bayana bir şey söylememek için kendimi zor tutuyordum. Bayan, bir kaç kez daha söylendikten sonra kasaya gitti.

Çocuğa dedim ki; Bundan sonra biri aynı şeyi yaparsa, ona de ki; Ben burada size hizmet etmek için varım, fıstıklı salamın içinden fıstık çıkmamışsa, üreten firmanın sorumluluğundadır, şikayetiniz benden değil, firmadan olmalıdır dersin. Teyzeciğim, beni bilirsiniz, asla öyle bir şey diyemem dedi.

İkinci olaya ise, bindiğim dolmuşta şahit oldum. Binip, şoföre parayı uzattım ve şoförün hemen arkasındaki koltuğa oturmak istedim. Koltuğun köşesindeki bayan, ayaklarını yana çevirdi ve camın kenarına geçmek zorunda bıraktı beni. Ben de rahatsız olmamasını, arka koltuklardan birine oturacağımı söyledim. Eğer bunu yaparken, bir veya iki durak sonra ineceğini belirtmiş olsaydı, seve seve geçer otururdum cam kenarına.

Yol boyunca iki kişi, bayanın üstünden atlayıp cam kenarına oturmak zorunda kaldı. İkisi de indiler sonra, bayan hala koltuğun kenarında oturuyordu. O sırada da dolmuşta boş yer olmadığı için iki öğrenci ayakta duruyordu. Bunlardan biri, sırtında kocaman bir okul çantası, diğer elinde boyundan büyük gitar olan 13 yaşlarında bir erkek çocuktu. Çocuk, tam da bayanın hizasında duruyordu ayakta.

Dolmuş çarşıya yaklaşınca bayan inmek istedi. Şoför de durak olmadığı için, indiremeyeceğini, yasak olduğunu söyledi. Bayan ısrar etti, şoför yine ' Yasak hanımefendi ' dedi. O anda dayanamadım ve bayana ; Size bir şey söylemek istiyorum dedim, omzunda hem okul çantası, hem de gitar olan çocuğu göstererek. 5 kilometredir bu köşede oturuyorsunuz, iki kişiyi üstünüzden atlatıp, cam kenarına geçmek zorunda bıraktınız ve bu çocuğun zorla ayakta durduğunu görüyor ve kendiniz cam kenarına geçip, onun yanınıza oturmasını sağlamıyorsunuz, şimdi de kalkmış, kendi duyarsızlığınızı şoförün göstermesini istiyorsunuz ısrarla, lütfen önce siz duyarlı olun dedim. Bayan ne diyeceğini şaşırdı ' Ama ben inecektim ' diye bir cümle çıktı ağzından, bir kez daha patladım; Hanımefendi 5 km dir inmediniz, başka bahane bulamadınız mı? dedim.

Bu bayan camın kenarına geçmedi, çünkü şoförün koltuğunun arkası, yolu izlemesine engel olacaktı. Zavallı, başını sola çevirip mi seyretsindi yolu?

Çenesini tutamamak diye bir deyim vardır ya, çenemi tutamıyorum duyarsız birini görünce. Bu sadece iki örnekti, ne zaman evden dışarı adım atsam, onlarcası karşıma çıkıyor ve ben kendime sürekli telkinde bulunuyorum, sakin olmam konusunda.

Ben sakinim, ben sakinim, ben sakinim...Hayır! Sakin olmak istemiyorum. Bütün duyarsız insanları, duyarlı olmaya davet etmek istiyorum.
 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..