- Kategori
- Gündelik Yaşam
E-günlüğümün ruh sağlığı bozuk...
İşte insanoğlu'nun gerçek yüzü... Bilinçsiz, cahil, vurdumduymaz, sorumsuz, kendini bile düşünemeyecek kadar beyinsiz bir duruma gelmiş vaziyette.
Merhaba e-günlüğüm; Şimdi durup dururken neden böyle yazdın?
Ağaçlarımız ormanlarımız yandı seyrettik, hayvanların nesli tükendi seyrettik, buzullar eridi seyrettik, kuraklık en üst safhada, ortalıkta sağlıklı insan kalmadı, hava kirliliği korkutucu boyutlarda, yine seyrediyoruz. Depremler, kasırgalar aileleri yokediyor, açlıktan ölen çocuklarımız var. Ne yapıyoruz? Sadece ABg 7-8 toplantıları, küresel ısınma ve nükleer enerji sorunlarını tartışmak için hükümetler nezdinde toplantılar ve bol bol laf yaptık. Kıçı kırık iki tane banka batıyor diye neler yapıyoruz? Neler yapmıyoruz ki, dünya seferber oldu. Hayvanların nesli yerine banka ve finans kuruluşlarının nesli tükense idi bunlar başımıza gelmezdi. Ormanlar, kutuplar ve hayvanlar için bu yapılanlar yapılsaydı, dünya daha yaşanılır bir halde olurdu... Ormanlar insanları yaşatır ama bankalar öldürür... Ey insanoğlu kendine dön ve temel ihtiyaçlarını belirle... İçgüdülerini dinle, doğa ile bütünleş. Geçmişin orada idi ve geleceğin de orada(doğada)
Bütün bunları "dünya ruh sağlığı" günün de yazmak biraz abes olurdu diye düşünerek, dün yerine bu gün yazayım dedim. Ruh sağlığı düzgün kişi de kalmamış ki. Her 7 kişiden birinin ruh sağlığı bozukmuş. (dünya ortalaması) Kim bozdu acaba? Bu oranın ülkemizde kaçta kaç olduğunu anlamak için trafikte olmak veya futbol maçına gitmek yeter diye düşünüyorum... Nasılsa kimse yazılanları anlamıyor, söylenenleri duymuyor. Türkiye için ürkütücü bir değerlendirme yapılmış "kendini değersiz hissedenler ülkesi..." cık cık cık... Çok yanlış bir değerlendirme. Türk insanı kendini en değerli bulan millettir. Hiç bir şeyden etkilenmez, zeka seviyesi çok yüksektir ve bu yüzden her şeyi unutuverir. "Bize bir şey olmaz" mantığı ile dünyalara ün salmıştır. Kendisinden değerli hiç bir şeyin olmadığına inanarak, ağaçları keser, köpekleri, kedileri öldürür, töre cinayetleri işler, düğünlerde havaya ateş ederek çocukları öldürür, gelen turistlere tecavüz eder... Tespitte bir hata var. Bizim milletimiz kendine en çok
değer veren millettir.
Bir husus daha var ki; Gerçek ruh sağlığı bozuk kişiler, milyonlarca ruh sağlığı bozuk kişi ile yanlış formüller uygulayarak uğraşanlar olabilir mi acaba? Ben bilmem, bana sormayın... Onlarında durumu vahim gibi. Taşı birbirine mi vuruyoruz ne?
Sevgili e-günlüğüm; Dün gece her cuma olduğu gibi oğlum ve arkasında iki atlı arkadaşı geldi. Okul başladığından beri biraz durulmuşlar. Eğitim sisteminin beyin yıkama operasyonu başarı ile devam ettiği anlaşılıyor. Yine de sohbet ettik ve gülüştük. Dövme olayına takmış durumdalar. Uzun süredir onları, caydırmaya çalışıyorum. Aslında caydırmak değil. Zamanlamanın dğru olmadığını, fikirlerinin oturması gerektiğini, daha sonra yaptırdıkları dövmenin hoşlarına gitmeyebileceğini ve bunun geri dönüşü olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Tabi bir de askerlik olayı var. Ben sırf dövme ve küpem yüzünden bir sürü iş kaybetmiştim. Onlarında başına bu "ön değerlendirme" mantığı çıkabilir ve sırf dövmeleri yüzünden, ona göre davranış sergilenebilir. Bütün bunları yine komik anılar ve örneklerle anlattım. Şimdilik düşünüyorlar, umarım olabildiğince geç yaptırırlar. Benim yatma saatim geldiğinde, onlarda içeri girip play station oynadılar. (düşüncelerini böyle dağıtıyor ve okul sorunlarından böyle kaçıyorlar)
Bu gün şimdilik sakin geçiyor. Elmar sabah okul olmadığı için erken geldi ve dükkanı açtı. Dün geceden beri yağmur yağıyor. Yağmurlu havada motor kullanmam ve kullandırmam, ancak Elmar ısrar etti ve yağmurlu hava tecrübesi edinmek istedi. Bende, kuralları uygulaması şartı ile kullanmasına izin verdim. Şimdi ortalıkta robocop gibi dolaşıyor. Gerekli sözlü bilgileri verdim(ön fren kullanılmaz, virajlarda yatılmaz, gaz açılmaz, bütün koruyucu aksesuarlar giyilir, vs. vs.) Düşmeyi ve kaza yapmayı da yasakladım. Bakalım yararı olacak mı. Akıllı çocuk valla. Cin gibi, her söylediğimi dinliyor ve uyguluyor. Sık sık "okul bitince seni nüfusuma geçireceğim" diyorum.
Evet e-günlüğüm; her zaman ki gibi sona geldik. Her zaman ki gibi Linda ile yemeğimizi yedik. Her zaman ki gibi gidiyorum. Her zaman ki gibi pazartesi görüşmek üzere diyorum... Hoşçakal, mutlu kal...
Biliyor musun? Seks, eklem ağrılarını altı saat boyunca azaltır... ("mış" yazmadım çünkü biliyorum:) (demek ki eklem ağrımız varsa (benim var) altı saatte bir seks yapmak gerekiyor. )
Güzel söz: "Rekabet, en iyi ürünlerin ve en kötü insanların ortaya çıkmasını sağlar..." David Sarnof