Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük

Birileri barajlara ve su havzalarına arsenik mi atıyor? Aklıma başka bir şey gelmiyor. Aniden sularda arsenik değerleri üst seviyelere çıkmaya başladı. Bütün kaynak sahipleri sularını öncelikle büyük şehirlerde pazarlamaya çalışıyor. Hani camcılar eskiden işler açılsın diye adam tutup, mahalledeki evlerin camlarına taş attırırmış diye söylentiler olurdu. Umarım onun gibi bir şey değildir. Çok insanlık dışı ve canice bir anlayış olur... Zaten insanların gözünü yeterince para bürümüş ve başka bir şey umurlarında değil. Bu olanlar da yine rant ve para uğruna ise vah bizim halimize... Bitmişiz desene e-günlük.
Dilerim düşündüklerimin hepsi yanlıştır.

Merhaba e-günlüğüm; Dün gece bahçeye bakan balkonumda masamı hazırladım ve soğuk içeceklerimi içtim. Hava güzeldi, tişört falan giymeden oturdum. Boss'u yine oynatmadım ve sadece gezdirdim. Yavaş yavaş sinirlenmeye başladığını fark ediyorum. Gidip gelip elimi dişlerinin arasına alıp çekiştiriyor. "sabrında bir sınırı var, yeter artık" diyor. "Ayağım geçti, daha ne bekliyoruz, başlayalım şu oyunlara" diyor. Bu akşam başlayacağımıza söz verdim ve uslu uslu oturdu.

Sabah erkenden iş yerine geldim. Hani ne olur ne olmaz. Yine cihazlardan birinin kuma ihtiyacı olabilir diye. Hiç bir sorun çıkmadı, hepsi tek tuşla harekete geçti ve günü karşıladılar. Ben de derin bir oh çektim. Hesapta olmayan işleri hiç sevmem, öyle olur olmaz sürprizleri de... Çok zaman alıyor ve planlı işlerimi uygulamamı geciktiriyor. Bir cihazın arızalanacağını bile önceden bilmeli ve ona göre zaman ayarlamalıyım. Boşuna mı ağaçlarla, hayvanlarla, cihazlarla konuşuyorum. Kim ne derdi varsa önceden söylesin ve bileyim diye...

Sevgili e-günlüğüm; yeni bir pazarlama ve tanıtım tekniğini dün itibarı ile hayata geçirdim. (asla söylemem.) Ne zamandır uygun ortam bekliyordum ve dün bu uygun ortamı bulup uygulamaya başladım. Bir pilot bölge belirledim. Verim alacağıma inanıyorum. Bu gün o bölgeden ilk abonemi yaptım. Devamı geleceğini sanıyorum. Gerçi bizim işimiz biraz da damak tadı ile alakalı. Bazı kişiler suyun içerdiği minerallerden, kaynağından çok aldıkları tada ve fiyata önem veriyorlar. Bu yüzden pazarlama konusunda biraz zorlanmalar oluyor. Eğer tutarsa uygulamayı yaygınlaştıracağım, ancak biraz yatırım yapmam gerekecek. O konuda henüz düşünme safhasındayım.

E-günlüğüm; işler yavaş yavaş (hızlı olsa iyi olacak) açılıyor gibi yapıyor. Bendeniz koşturmaya devam. Yılmak yok. Yorgunluk yok. Her şey tıkırında. Bir ay daha dişimi (diş kalmadı) sıkarsam rahata kavuşacağım. Aslında diyorum ki, "şu köpeklerimi atsam iyi olacak. Çok masrafları var, bir sürü zamanımı alıyorlar..." Ne dersin? İnanmadın değil mi? Sakın inanma, öleceğimi bilsem onları terketmem. Bütün gelirimi harcarım yine onları bırakmam. Onların da beni bırakmayacağını çok iyi biliyorum. Durumlar çok mu kötü? hayır. Ne var ki etrafta çok fazla kapanan işyeri var, onlar ürkütüyor. Hani zengin bir bayan bulayım desem, biraz geç oldu, onu da bulamam. Yok yok, bana bir şey olmaz...

Biraz önce, Linda ile yemeğimizi yedik ve çayımı içiyorum. Seni göndereyim de, rahat rahat oturup boşken bir de sigara içeyim.

Yarın yine yazışacağız unutma. Hoşçakal

Biliyor musun: Piranhalar üç ısırışta, insan elini bilekten koparabilirlermiş... (ben bir ısırışta kafasını koparırım onun:)
Güzel söz: "Dostunun alnındaki sineği balta ile kovalama..." Çin ağbilerimin atasözü.

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara