- Kategori
- Güncel
Edilen intikam yeminleri, şehitlerimizi geri getirecek mi?

BU GÖRÜNTÜLER NE ZAMAN BİTECEK?
Bu ülkenin istihbarat birimleri ne iş yapar?
Bunları, Oslo görüşmeleri ve telefon dinleme dışında yaptıkları bir iş yok mu?
Örneğin istihbarat toplama gibi…
Vardır her halde dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Bence başka bir iş yapmıyorlar!
Eğer gerçek görevlerini yapmış olsalardı, terör örgütü PKK'nın Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı, Çukurca Asayiş Bölük Komutanlığı, Çukurca Asayiş Tepe Üs Bölgesi, Çukurca Sivri Tepe Üs Bölgesi, TOKİ Polis Lojmanları, Gazitepe Jandarma Sınır Komutanlığı ve bölgeye lojistik destek sağlamak amacıyla gönderilen Diyarbakır-Lice 2'nci Motorize Piyade Tugayı'na yönelik başlattığı “eş zamanlı” saldırılar hakkında bir bilgisi ve önlemi olurdu.
Bu ülkeyi 9 yıldan beri yönetenler, saldırı ve şehit haberlerini bizim gibi televizyon kanallarından öğrendiler. Gerçi Sayın Başbakan’a kalsa, televizyonların bu tür haberleri vermesini durduracak.
İktidardan önce Sayın Cumhurbaşkanı “intikam” söylemleri içeren bir açıklama yaptı. Bu sözleri devamlı duyduğumuz için fazla inandırıcı gelmedi.
Oysa ki; “İntikam” naraları atan Sayın Cumhurbaşkanı, daha bir yıl önce “Güzel şeyler olacak” diyerek, iktidar partisinin Amerikan destekli “Demokratik Açılım” projesi için kamuoyu yaratmaya çalışıyordu.
Sadece söylemle kalmayan bu destek, belli bölgelerde eyleme dönüşüyor ve içeriğini kimsenin bilmediği “açılım” projesi, Bitlis'in Güroymak İlçesi'nde gerçek hayata geçiriliyordu. Sayın Cumhurbaşkanı bölgeye giderek, bölgenin eski ismi olan “Norşin” den bahsediyordu.
Acaba Sayın Cumhurbaşkanı, bölgeye birkaç gün önce gidip, saldırıya uğrayan birliği ziyareti ve yediği karavananın, bu saldırıya mazeret olduğunu mu düşünüyor?
Bence, bu saldırı olayına en güzel yorum Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçtan geliyor!
Sayın Arınç yapılan saldırı için ne diyor?
“Bu terörü yapanları Allah helak etsin!” Sayın Arınç böylece PKK'yı Allah'a havale edip, kendisine yönelik suikast(!) eylemlerinden kurtulmaya çalışıyor.
Bazı işleri Allaha havale etmenin manası şudur: Biz çözüm bulamıyoruz! Bizim adımız hıdır, elimizden gelen budur! Diyerek, iktidarın terör karşısında bitmişliğini ilan etmektir.
Bu arada bazı televizyon kanallarında, canlı yayına bağlanan, ancak ismini vermeyen sözde asker anaları, PKK ağzı ile ölü ve yaralı sayısı rakamları veriyorlar. Bu nedenle gerçek şehit ve yaralı sayısının kamuoyuna açıklanmasında fayda var.
Hemen akla gelen şu soruları sıralamakta fayda var.
* Sınır ötesi harekât için meclisten alınan yetki ne zaman kullanılacak?
* Terör örgütünün yeni bir saldırı için toparlanması mı bekleniyor?
* Yıldırım hızı ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlarını atayan, bu nedenle AB’den övgüler alan iktidar, sınır ötesi harekât için ne bekliyor?
* Ülke içinde, motorize terör örgütü üyelerinin önü ne zaman kesilecek?
* Bu ülkenin öncelikli sorunu Anayasa mı?
* Eğer Anayasa diyorsanız, geçen yıl anayasanın 27 maddesini değiştirdiniz de ne oldu?
* Terör’e önlem almayarak; ekonomik krize ve zamlara, pardon güncellemelere alışan halkımızın, teröre de alışmasını mı bekliyorsunuz?
Bu soruları çoğaltmak pekâlâ mümkünken, daha fazla canımızın yanmaması için soruları kesip, önlemlerin ne zaman alınacağını sorgulamakta fayda var.
Bu kadar acının üzerine Amerika’dan izin isteniyorsa, vay bu ülkenin haline!