- Kategori
- Eğitim
Eğitim sisteminin etkin işlemesi ve toplumsal bilinç
Toplu halde yaşama zorunluluğunun bir sonucu olarak ortaya çıkan sayısız kurumsal yapılar toplumsal hayatın içinde bir ihtiyacı karşıladıkları sürece işlevlerini ve varlıklarını sürdürmeye devam edebilirler. Toplumsal hayatın içinde sayısız farklı alanda etkinlikler, oluşlar, olaylar, olgular vardır. Bu sayısız etkinlik, oluş, olay ve olgu toplumsal hayatın karmaşası içinde varlığını sürdürürken değişik kurumsal yapıların görev veya ilgi alanı içine girer. İnsanın bilgi düzeyine, algılama alanının genişliğine bağlı olarak bunların farkına varılır veya varılmaz. Farkına varılan etkinlik, oluş, olay ve olgular insanların birey olarak veya toplu olarak yaşamlarını az veya çok etkiler. Toplumun içinde yaşamlarını devam ettiren bireyler de bilgi ve algılama düzeylerinin derecesine göre bu etkinlik, oluş, olay ve olguların değişik düzeylerde farkına varırlar. Toplumların gelişmişlik düzeyleri bu farkındalık düzeyine bağlı olarak değişir. Gelişmiş bir toplumsal düzeyde bulunan toplumlarda bireylerin farkındalık düzeyi yüksek iken düzey itibariyle düşük olan toplumlarda bu düzey daha aşağılardadır. Toplumu oluşturan bireylerin farkındalığını geliştirmede medya, eğitim, iletişim imkanları gibi bir çok farklı unsur işe sokulabilir. Eğitim kavramı bu farkındalığın yükseltilmesinde oldukça önemli bir yere sahip olmakla birlikte tek başına istenen sonucu alabilmesi mümkün görünmemektedir.
Eğitim kavramının içine çok değişik alanların, unsurların dahil olduğunu kabul etmekle birlikte okulda eğitim kavramı toplumda hemen herkes tarafından eğitim denilince ilk akla gelen bir kavramdır. Aslında eğitim kavramı toplumsal, bireysel, planlı veya plansız, örgün veya yaygın, belli dönemlere yönelik veya genel anlamda herkesi içerecek şekilde yaşamın hemen her dönemi için söz konusudur. Ancak toplumsal yaşamın içinde ve bireylerin kendi öz iradelerine yönelik olarak yapılabilecek eğitim faaliyetlerinden hareketle toplumsal farkındalığı oluşturacak şekilde eğitime etki edebilmek, eğitim kavramını bu geniş kapsamıyla ele almak çalışma alanını büyük oranda genişletir, karmaşıklaştırır dolayısıyla da fikir üretmeyi güçleştirir. Sonuçta eğitim kişilerin kendi inisiyatiflerine bağlı olarak her dönemde yapılabilir. Ancak bireysel yönü ağır basan böyle bir yaklaşımla topluma etki eden bir unsur olarak eğitime dair bir şeyler söylemek zorlaşır. Bu nedenle eğitim denilince okuldaki eğitim kavramının üzerinde durarak fikir üretmek daha sonuç alıcı bir yaklaşım olacak gibi görünmektedir. Sonuçta okulda eğitim yarının büyüklerini oluşturacak olan çocuklara yönelik olarak yapıldığı için toplumsal yönü de vardır. Üstelik okulda eğitim kavramından hareketle üzerinde çalışılabilecek somut bir sistemle de karşı karşıya gelinmiş olunur. Aksi takdirde bireysel boyutta her şahıs kendi anlayışına uygun olarak eğitimi kendini geliştirme anlamında ele alabileceği için tek tek bireylerle karşı kalınır ki bu anlamda çalışma alanımız soyutlaşır. Bu soyutluktan kurtulmak için okulda eğitim diyerek alanımızı biraz daha sınırlandırmış, somutlaştırmış oluyoruz.
Eğitimciler okulda eğitim faaliyetlerinde başarı için okul, aile ve çevrenin işbirliğinin önemli olduğunu söylerler. Okul aile ortamında çıkarak gelen çocuk üzerinde çalışırken çocuğu içinden çıkarak geldiği sosyal ortamdan soyutlayamaz. Bu soyutlama yapılamadığı için okuldaki başarı büyük oranda okulda yapılacak çalışmalar yanında aile ve çevrenin yapısına bağlıdır. Okulda eğitimin istenen niteliklere sahip olmasını okul dışında aile ve çevre önemli ölçüde etkiler ancak bu okulda eğitimin tamamen diğer iki unsurun etkisi altında kaldığını, aile ve çevreye rağmen okulda eğitimin hiçbir şekilde etkisinin olmayacağı anlamına gelmez. Aslında üç unsur birbirine bağlı olduğu kadar birbirinden bağımsız bir yapıda da bulunur. Okul, aile ve çevrenin mükemmel uyumu sonucunda okula gelen öğrenci istenen niteliklere sahip olarak yetişir. Bu üç unsur arasında okul diğer iki unsura göre daha formal bir yapı içinde yer alır. Okul sadece eğitim öğretim faaliyetine yönelik olarak kurulmuş bir toplumsal hizmet kurumu olduğu için diğer iki unsura göre daha özel bir çalışma alanına sahiptir. Aile ve çevre bu yönüyle bakıldığında daha karmaşık, daha çeşitli ilişkilerin, etkileşimlerin etkisinde kalır. Okulun bu formal yapısının bir sonucu olarak okula dair söylenebilecek hususlar diğer iki unsura yönelik olarak söylenebilecek hususlara göre daha fazla etki yaratabilir. Okul bir eğitim sisteminin içinde yer alır. Bu eğitim sisteminin nitelikli işleyişi okul işleyişini de doğrudan etkiler. Aile ve çevreye yönelik yapılması gereken çalışma alanları çok da bağımlı, sınırlı alanlar değildir. Aile ve çevreye yönelik yapılabilecek çalışmalar çalışma yapmaya niyetlenen kişilerin elini ayağını daha kolay bağlar. Aile ve çevreye yönelik etki edebilme imkanı çok daha sınırlıdır. Oysa okul formal bir yapının parçası olarak var olduğu için okula yönelik yapılacak değerlendirmeler, çalışmalar çok daha kolay olabilir.
Bu nedenle toplumsal anlamda farkındalığı geliştirmede okulda eğitim üzerinde durulması daha pratik sonuçlar verebilir. Okul toplumsal güç unsurlarının etkisinde olarak varlığını sürdürür. Topluma yönelik bir şeyler söyleme düşüncesinde olanlar okulda eğitim kavramına yönelik yapacakları değerlendirmeler aracılığıyla toplumsal güç odaklarına yol gösterebilir. Okulda eğitimin niteliğinin geliştirilmesi sayesinde toplumsal yaşamda farklılıklar oluşturulabilir. Toplumsal güç odakları da okullar aracılığıyla toplumsal dönüşüme olumlu bir katkıda bulunabilir. Okul parçası bulunduğu eğitim sisteminin niteliğine bağlı olarak daha kolay şekillendirilip yönlendirilebilir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar tamamen ortadan kalktığı takdirde toplumsal değişimin önemli bir parçası olan okullar da daha nitelikli hale gelebilir. Ancak eğitim sistemi sorunlu olursa aile ve çevrede var olan sorunlar daha da kökleşir. Toplumsal yaşama yönelik bir şeyler yapma iddiasında olan bir güç önce elinde bulunan araçları istendik şekilde ve etkili kullanabilir hale gelmiş olması gerekir. Toplumsal güç odaklarının en büyüğü olan devlet bu yönüyle elinde bulundurduğu eğitim sisteminin niteliğini geliştirmeli, eğitim sisteminde sorunlu alanları en aza indirmelidir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlu alanlara yönelik diğer yazılarda buluşmak dileğiyle..
Görüş ve önerileriniz için….
Ali Hikmet DEMİR