Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Temmuz '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomide iyimserlik ve gerçekçilik

Ekonomide iyimserlik ve gerçekçilik
 

Olağan dönemlerde hareket alanı bulamayan gerçekçi


Ekonomik krizin sona erdiği, dibin görüldüğü gibi iyimser senaryolarla, ekimden itibaren yeni bir dalganın geleceği, üretim ve istihdamda henüz bir kıpırdanma görülmediği yönündeki kötümser öngörüler arasında bilek güreşi sürmekte.

Esasında iyimser ve kötümser gruplandırmasının son derece yanlış yapıldığını, bu nedenle 2008 krizine pek çok kurumun ve insanın hazırlıksız yakalandığı aşikar. Öncelikle kriz öncesindeki iyimser ve kötümser görüşleri irdeleyerek, bu görüşlerin günümüzdeki pozisyonlarına ve türevlerine değinmek istiyorum. Krizin nedenleri, etkileri ve oluşturduğu değişim gibi konuları bir kenara bırakarak psikoloji ağırlıklı yol alalım.

Kriz öncesinde, 2008’in ortalarına kadar el üstünde tutulan bir iyimser akım vardı. Küreselleşen dünyada fon fazlasına sahip olan ve üretimde ağırlıkları giderek artan Çin, Hindistan ve diğer bazı gelişmekte olan ülkeler tüketimde önde giden gelişmiş Batı ülkelerinin harcamalarını finanse ediyordu. Gelişmekte olan ülkeler hazinelerindeki Dolar cinsinden borçlanma senetleri ile ABD’nin bütçe ve tasarruf açığını fonluyordu. Kurulan rutin döngünün bir taraftan hava sızdıran fasit daire değil düz bir çizgi olduğu ifade ediliyordu iyimserlerce. “İfade ediliyordu” tabiri esasında ekonomi ve piyasalara egemen olan iyimser görüş açısından geçerliydi. İyimsercilerin argümanları genelde mikro bazda şirket haberleriydi. X teknoloji şirketinin kar rakamı esip gürledi şeklinde haberler ve bunun ötesinde duygu ağırlıklı, rasyonel olmayan, beklentiye dayalı heyecanlı yorumlar bu argümanların en güçlü motive edici unsurlarıydı.

Diğer yandan ise belirginleştiği ve keskinleştiği düşünüldüğü risklere işaret eden, şişen varlık balonlarından dem vuran, ABD’nin ikiz (bütçe ve dış açık) ile üçüz (ilaveten tasarruf açığı) açıklarını gündeme getiren kötümserler vardı. Kötümser olarak nitelenenler ise daha makro düzeyde argümanları kullanıyorlardı: bütçe, dış ticaret, faiz hareketleri, tüketim ve büyümenin finansmanı gibi noktalar üzerinde duruyorlardı. Bu görüşe zemin hazırlayan ise, iyimserlere hakim olan beklentiler olmayıp, eldeki veriler ve bu verilerin geçmiş bilgi ve hareketlerle karşılaştırılmasından alınan çıktılardı.

Sonuç olarak yatırımcılar ve piyasalar, beklentilerini veri ve bilgiymiş olarak sunanlara iyimser, resmi istatistikleri tezlerine dayanak yapanlara ise kötümser diyordu. Esasında iyimserlerin elinde pembe tablolar için birkaç mikro rakam, kötümserlerde ise tonlarca makro analiz vardı. Peki bu makro verileri kullananlar, verilerin olumsuzluğu gerçekliğinden hareket edince neden kötümser olarak damgalanıp dikkate alınmadılar. Burada devreye insan psikolojisi giriyor. İnsan huzursuzluk ve sorunlardan kaçmak için genelde mümkün olduğunca iyimser ortamı koklamak ister. Böylece iyimserlere işi bilen ve bir bildiği olan gözüyle bakılırken, kötümserler ise zihnin derinliklerine itilmek adına tukaka ilan edildi.

Ama süreç neticede gerçeği ön plana çıkarır. Ve bir kriz yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Krizin ilk etaplarında bir dönem kötümser ilan edilenler baş tacı edilip, her sözlerine dikkat çekildi, manşetlere taşındı. Üstelik kahin ilan edildiler. Bu durumda kötümser sıfatı yerini gerçekçi ya da kahin sıfatına bıraktı. İyimserler tukaka ilan edildi.

Bir dönemin iyimserlerin yerde süründüğü dönem başlamıştı. Ama hayat devam ediyordu ve sürecin gelişimiyle birlikte esasında iyimserlerde dip noktasından dönüp tekrar sahneye çıktılar. Son bir-iki aydır bir dönemin kötümserleri yeni dönemin gerçekçileri lehine olan fark kapanmaya başladı ve iyimserler yükseliş trendine girdi. Tabiki bu dalgalanmalar esnasında eski kötümserlerin bir kısmı gerçekçi sınıfına kayarken, bir bölümü iyimserliğe geçti. Geçmişin iyimserlerinin bir kısmı yerini korurken bir kısmı ise gerçekçilik departmanına geçti.

Şimdi soru şu: dipten dönüldü mü yoksa çift dip için geri sayım başladı mı? 2008 öncesine göre çok faydalı bir ayrışma oldu. Yükselişin başladığını belirtenler arasında geçmişin iyimser ve kötümserleri ile çift dip bekleyenler içinde geçmişin kötümser ve iyimserleri var. Dolayısıyla sınıflama daha grift hale geldi. Yükselişten çöküşe giderken iyimserlik egemen iken, dipten hareketlenmenin başladığı günlerde ise hakim olan bir görüş yok. Çünkü yoğurdu üfleme dönemindeyiz. Yükselişin belirgenleşmesiyle beraber sıfatlar yeniden eskisi gibi olacak.

 
Toplam blog
: 28
: 1654
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

İstanbul'dan tarih, ekonomi, siyaset ve kültüre ilgi duyan, güzel bir dille ifade edilen, edebi v..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara