- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ekşi sözlük de sakıncalı mıymış?

Kaynak:İnternet
Seçim öncesi, sonrası derken “İnternetime Dokunma” tepkileri unutuldu gitti; oysa pek de fazla kalmadı şifre paketlerinden birini seçmek zorunda kalmamıza…
Barış Ünver, hakkında dava açılan ilk blog yazarı olmuştu; oysa hakaret içermeyen cümleler ile şahsi görüşlerini şahsi blog, yani internet günlüğünde, paylaşmıştı.
Son duyumlara göre ise Ekşi Sözlük yazarlarından bazılarının ifadeleri alınmış; gerekçe ise bazı dini içerikli konu başlıklarıymış!
Gazete patronları, gazeteciler, köşe yazarları falan derken sıra bloglara ve blog yazarlarına gelmişti zaten Şubat ayında, örneği Barış Ünver!
İnternet aracılığı ile örgütlenen Orta Doğu’daki ayaklanmalar etkisini pek çabuk gösterdi ve bir anda internete şifre uygulaması gündeme geldi.
Gerekçe ise sakıncalı yayınlardan gençlerimizi korumaktı!...
“İnternetime dokunma!” eylemleri yapıldı, binlerce kişi katıldı, seçime az kala Bülent Arınç “Üç-beş pornocu” diye o eylemleri ve eylemcileri niteleyiverdi lakin seçim arifesinde bu nitelemeye doğru dürüst tepki bile verilmedi!
Yine seçime bir hafta falan kala başbakan “Bana diyorlar ki; internete şifre almak için dilekçe veriyoruz, para ödüyoruz. Alın size hizmet! Parasız sizin adınıza bu işi de biz çözüyoruz!”
Kimse diyemedi o ara “Aman sayın başbakanım, siz zahmet etmeyin, bizler istersek şifre talep ederiz, gerekirse ücretini de öderiz ancak çoğu internet sağlayıcılarının zaten bedelsiz böyle bir hizmeti var. Yine de içinize sinmiyorsa, tüm şifreleme hizmetlerinin bedelsiz olmasını sağlayınız; ancak siz daha vahim işlerle uğraşınız lütfen, bizler çocuklarımızı kendimiz koruruz”…
Açıklanan gerekçe ile “Üç-beş pornocu” diye nitelenen binlerce aydın aynı kareye sığmıyor bir türlü; koskoca adamlar ister porno izlerler, ister yurt dışı araştırmaları takip ederler.
Kaldı ki internet=porno denklemi internet kullanıcılarının değil, interneti kullanamayıp da yalnızca o işe yaradığını düşünenlerin teorisidir…
Neyse, Ekşi Sözlük yazarlarından bazılarının ifadelerinin bazı dinsel konu başlıklarından dolayı alınmış olması zaten durumun vahameti ile birlikte amacını da gayet net gösteriyor!
İşin iki acı tarafı var: Bir, gösterilen gerekçe ile niyet birbirini tutmuyor!
İki; ciddi bir şekilde internete müdahale söz konusu!...
******
Her şeyin ötesinde insan haklarına aykırı; geçimini sağlamak, yaşamını idame ettirmekle yükümlü olan bireylerin tercihlerini sınırlamak akıl dışıdır.
Özel şartlar dışında yetişkin bireylerin çocuklarını koruma-kollama işlerine de karışılmamalıdır! (Burası gereksiz oldu, gerekçe bu ama gerçek zaten çok farklı! Neyse, gerekçeye karşılık dursun bir köşecikte)…
Düşünceleri ifade etme özgürlüğü kısıtlanamaz diyeceğim, diyemiyorum! Bal gibi de kısıtlanıyor! Ooo, örnekleri pek bol!
Eee, bari bırakın internetin özgürlüğünü kısıtlamayın!
Anladık, bizim insan değerimiz yok, özgürlüğümüzün adı var gerçeği yok, elin internetinden ne istiyorsunuz ayol?
Bırakınız o özgür kalsın! (Burası uluslararası platformları hatırlatır belki…)
******
Bu, özgür internet döneminde böyle beyler, bayanlar; şifreli halini bir düşünün isterseniz, hani yani henüz vakit varken… Başbakan hepimizi hazır kucaklamışken!...
Yani… Hani yalnızca dememiş, güçlü kollarını da açmıştı ya her iki yanına, sonra da sarmıştı ya bedenine; hani sırf bizi değil Ortadoğu’yu, Balkanları falan da kucaklamıştı ya balkon konuşmasında…
Bakarsınız belki de bazı gazeteciler gibi, affeder interneti?
(Bu arada ya ya ya şa şa şa Başbakanım çok yaşa desek mi acaba?)