- Kategori
- Güncel
Elma ağacını kendine benzetmeye çalışan armut ağacı gördünüz mü?

Kendine benzetmek
Biz insanlara özgü beğenmemek ve beğenmediğini zoraki istediğine benzetmeye çalışmak… Siz hiçbir armut ağacının dallarıyla, köküyle yanındaki başka cinsten bir ağacı kendine benzettiğini gördünüz mü? Ama insan beğenmediği armut ağacına bir aşı yaparak ondan elma almaya çalışır, alırda. Bir başka örnek bulmaya çalışalım. Siz kokladığı otu yiyemeyeceği için, ya da beğenmediği için ayaklarıyla ezen, ona idrarını bırakan bir hayvan gördünüz mü? Bu bize mahsustur. Beğenmediğimiz bir fikir sahibini susturmaya, yok saymaya çalışırız. Hatta idrarımızı da üzerine fışkırtırız…
Yaradan ne güzel yaratmış. Her cins meyvenin, sebzenin, hayvanın ayrı özellikleri var ve biz bunları n farkındayız hatta yukarıda da beyan ettiğim gibi daha çok vitamin, daha çok dayanıklılık, daha çok et süt adına onların genleriyle oynayabiliyoruz. Peki ya insanlara ne yapıyoruz… İnsan aşı tutuyor mikroplara karşı fakat fikir, davranış aşıları var mı? Var tabi okullar, üniversiteler, akademiler bunlar için. Ama bilgi düzeyinde kalıyor çoğu kez veriler. Fıtratları gereği bazı özellikleri asla değişmiyor insanoğlunun.
Kabul edemiyoruz bir türlü…”O Sünni, şu Alevi. Sayıları bu kadar…” Ya kardeşim sayılarından bize ne.? Çok olan üstün az olan yok mu? Yaradan böyle yaratmış. Fikirler, renkler, yapılar, özellikler, genler, moleküller… Kendinizi ne sanıyorsunuz? Beni doğuran anadan babadan hesap mı sormalıyım? Ya da sormalısın? İlk insandan bu yana nedir bu benlik kavgası? Yetinmeyi öğrenmeli ve herkesi, her varlığı olduğu gibi kabul etmeliyiz! Başka çaresi olmadığını bildiğimiz halde yapay çareler üretip güçlüyü hakim kılıyoruz… İşte sonuç budur…
Saygı ve sevgilerimle…