- Kategori
- Aşk - Evlilik
Erken evlenenler ne kadar mutlu olurlar ?
Evlilik müessesesinin, her toplumdaki kutsaliyeti, toplumsal değer taşıması bakımından aynıdır. Afrika’daki, Avustralya’daki yerli kabilelerde bile evlilik müessesesi, farklı seremoniler içerse de, inanışlar ne olursa olsun, dili, dini ve gelenekleri ne olursa olsun, bir erkekle, bir kadının toplum ve yasalar önünde uzun süreli bir birliktelik başlatmak için gereklidir. Her toplumda, insanlar belli bir yaşa gelince, karşı cinsten birini bulur, sever, aşık olur ve evlilik kararı alınır. Evlenilir, çocuklar olur ve toplumun en önemli yap taşı olan çekirdek aile biçimi oluşur. Özellikle bizim toplumumuzda, gençler belli bir yaşa gelince evlendirilirler, belli bir yaşı geçince de “evde kaldın” denilerek, psikolojik ve sosyolojik bir baskı altına alınır.
Evlilik sürecinin ne olacağı, neler getirip, neler götüreceği, bireylere nasıl bir katma değerinin olacağı önceden hesap edilemez. Edilse bile, zamanın neler göstereceği, insanların nelerle karşılaşacağı belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz, imzayı attıktan sonra bireyler birkaç ay içinde boşanma (ayrılma) kararı alıyorlar. Bir başka resme bakıyorsunuz, ne kadar mutlu bir aile denilen aile onlarca yıl süre sonra, ayrılıyor, bir başka resimde ise, herkese gösterilen mutluluk ve sevgi tablosu, aslında arka planda bir dizi sürtüşmeleri, geçimsizliği ve tatsızlıkları barındırıyor. Ama şu bir gerçek ki, sevgi temelleri üzerine kurulan evlilikler, zaman içinde hoşgörüyü, paylaşımı, benliklere egemen olmamayı, barışı, barışmayı, direnmeyi, dış dünya ile savaşmayı ve her daim öğrenmeyi de beraberinde getirirse o evlilikler daha uzun ömürlü olabiliyor. Uzun ömürlü olan evliliklerde mutlu evliliklerdir. Çünkü, kimse kimseyi onlarca yıl zorla bir arada tutamaz. Gelenekler bile. Tutulabilenlerin örnekleri de azdır
Örneğin, Amerika'da yapılan bir araştırma, erken yaşta evlenen çiftlerin, sonsuza kadar mutlu olma şanslarının daha yüksek olduğunu ortaya koymuş. Doğrudur, bunun bir sürü elle tutulur açıklamaları ve örnekleri de mevcuttur. Bizim güzel Türkçe’mizdeki güzel ata sözlerimizde bile buna atıfta bulunulur. Der ki “erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır.” Bağdaştıramadınız mı ? Biraz irdeleyin bağdaştıracak noktaları bulacaksınız.
Bu araştırmadan biraz bahsedeyim. Amerika’daki Teksas Üniversitesi tarafından 1503 kişinin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçları, toplumda yaygın olan genel kanının aksine, evlenmek için 30'lu yaşları beklemeyenlerin daha sağlam bir evliliğe sahip olma olasılığının fazla olduğunu göstermiş. Üniversitenin sosyoloji bölümünde görevli Norval Glenn, araştırmaya katılanların yüzde 98'inin evli, evlenmeyi düşünen ya da en az bir kere evlenmiş olan kişilerin olduğunu belirterek, evliliğin toplumda hala sağlam bir kurum olarak görülmeye devam ettiğinin görüldüğünü söylemiş.
Doğru olma ihtimali elbetteki yüksektir. Zaten bir evliliğin iyi ve mutlu olarak devam etmesi bazı alt yapılara bağlıdır.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, ilk önce bireylerin birbirlerini tanımaları ve gerçekten sevmeleri gerekiyor. Evlendikten sonraki yıllarda meydana gelen boşanmaların sebeplerinden bazıları “ şiddetli geçimsizlik, çiftin maddi yatırım eksikliği ve sadakatsizlik olarak “ sınıflandırılıyor. Demek ki, bireylerin maddi imkanlarının yerinde olması, birbirlerine sadık olması, sevgilerinin büyük olması, anlaşılabilir bir evliliği beraberinde getiriyor. Anlaşılabilir bir evlilikte de geçimsizlik olmaz. Geçimsizliğin olmadığı bir ailede bireyle neden durup duruken ayrılmaya karar versinler ki ? Bakın, bugün bütün resmi boşanmaların dava sonucunda “şiddetli geçimsizlik” ibaresi yazar. Neden ? Diğer sebepler kayda düşmez de ondan. Amerika’da 23-30 yaş arasında evlenenlerin daha mutlu oldukları gözlemlenmiş bu rapora göre. Siz gelin bir de o araştırmayı Türkiye’de yapın bakalım ne gibi sonuçlara ulaşacaksınız. Bugün ülkemizde otuz yaşın altında evlenen birey sayısı istatistiksel anlamda azdır. Ama Otuzlu yaşlarda hala evlenmemiş yada evlenememiş birey sayısı çoktur. Değil otuzlu yaşların altında olup ta, evlenenlerin mutlu bir evlilik süreçleri olması, sonraki yaşlarda evlenip de, mutlu ve huzurlu olan çok aile yapısı bulmak ta mümkündür bu ülkede. Netice de, bireylerin belli bir eğitim ve kültür düzeyi varsa, ekonomik anlamda bir sorunları yoksa yada olmuyorsa, birbirlerini iyi tanıyor ve seviyorlarsa mutlu olmamaları için sebep var mıdır ki ? Varsa da bunu genelleştirmek ne kadar doğru olur ?
Hangi yaşta evlenilirse evlenilsin, evlilikte mutluluğun formülü yaşta değildir. Elbetteki erken yaşlarda evlenmenin pozitif, sosyal, psikolojik ve fizyolojik yararları vardır. Bunu burada açmanın şuan gereği yok ama yaşı biraz geçmiş olan insanlarında mutsuz olabilme ihtimali her zaman var olsa da mutlu olmayacak diye evlenmemesi gerekmiyor. Bunlar bir araştırmanın sonucu olsa da, toplumsal değer yargılarımız bizim peşin hükümlü olmamızı sağlıyor.
Mutluluk, ön yargılarla değil, yaşanarak kazanılır ve kaybedilir.