Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Eşimi çok iyi biri, ama beni dövüyor

Eşimi çok iyi biri, ama beni dövüyor
 

Bu sabah aklımda blog yazmak gibi bir düşünce yoktu hiç. Her sabah yaptığım gibi, gazeteleri okuyordum. Önce blogları okudum. Aydın Sevinç'in yazısını okuyup güldüm ve yorum yazdım, sabah sabah beni güldürdüğü için. Sonra diğer gazetlerin köşe yazarlarının konu başlıklarına baktım, okunmaya değer neler olabilir diye.

Birden gözüme Güzin Abla'nın başlığı ilişti;

Eşimi çok seviyorum, o iyi biri, ama beni sürekli dövüyor.

Ne düşüneceğimi şaşırıp yazının geri kalanını okumaya başladım. Bir yandan da okuduğum cümleyi tartıyordum kafamda. İyi biri, ama beni dövüyor. Şaka gibi değil mi? Yazının hepsini kopyalamayacağım elbette, merak eden bulur ve okur. İlk birkaç cümleyi okuyun istedim.

Güzin Abla, bak bu 3’üncü kez yazışım sana, tek çare sen kaldın...

Eşimin ailesi ile ilgili ve de eşimin bana şiddet uygulamasıyla ilgili yazdım sana ablam... Ben eşimi çok ama çok seviyorum eşim de beni... O çok iyi bir insan ama Güzin Abla hiç acımadan beni dövüyor; her yanım morluklar içinde kalıyor.

Sevmek ve dövmek... Biri bana açıklasın lütfen! Ya bende okuduğunu anlamama problemi var, ya da bunu yazanda psikolojik rahatsızlık var. Hani şu ünlü Stockholm Sendromu gibi. Hani kurbanın, kendini esir alana aşık olması durumu.

TRT 2 televizyonunda her pazar, saat 09.00 da harika bir program var; Ömür Dediğin. Mutlaka izlemelisiniz. Her bölümde halktan biri hayatını anlatıyor. 3 hafta önce, eşinin ölümünden sonra, eşinin işlettiği kahveyi işletmeye devam eden bir kadın hayatını anlattı. Eşinin evde ne kadar diktatör olduğunu, eve geldiğinde ailecek hazırol vaziyetinde beklediklerini, izin almadan kapı dışına çıkamadıklarını vs vs anlattı. Biz yolda bile yürüyemezdik çocuklarımla, bir yere gideceksek eşim arabayla götürür, dönüşte de alırdı dedi.

Beni en çok çarpan cümlesi ise şuydu kadının; Onun, ayakkabılarını koyduğu yeri bile severdim.

Onca baskıya rağmen bunu söyleyebilmek; alışmıştık artık, sıkılmak bir yana seve seve yapıyorduk her istediğini diyebilmek... Bunun adı ne diye merak ediyorum. Tıpkı Güzin Abla'ya yakınan kadın gibi; çok ama çok seviyorum, o da beni seviyor, ama morartana kadar dövüyor. Gerçekten bunun adı ne?

Sevgi; esirgemek, kollamak, dokunmaya bile kıyamamak demek değil midir? Eşinin gözünü morartıp, sonra o mor gözlere bakarak ' Seni seviyorum, ondan dövdüm ' diyen erkek var mıdır acaba?

Allah ıslah etsin diyeceğim son söz olarak...

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..