Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Eski ve tanıdık bir zamanda...

Eski ve tanıdık bir zamanda...
 

Bir adam bana bağırdı. Oysa bana çarpan oydu, özür dilemesi gereken de...Ama o yine de bağırdı...Gür kaşlarını ve bıyıklarını oynatarak "Önüne baksana..." diye...Oysa ben kendi halimde yürüyordum, kimseye ilişmeden...Dolmuşa bindim elim kapıya sıkıştı...Çünkü yanlış yerde duruyordu elim...Bunu çok yaparım; yanlış zamanda yanlış yerde dururum...O yüzden kızmadım dolmuş şoförüne...Elim yanlış yerdeydi, kendime kızdım...

Eve attım kendimi...Sıcak, güvenli ve insansız eve...Anahtarı çevirirken daha, kolumdaki kırmızı boncuk dört bir yana saçıldı...Çoğunu bulamadım...Bulduklarım ise eskisi gibi olmasına yetmedi...Ayakkabılarımı çıkardım ve attım kendimi koltuğa...Günü düşünmemek için çabalarken, başımdaki kara bulutu elimle dağıtmaya çalışırken daha çok girdim içine...Pencerenin önünden kara bir kedi geçti...Kocaman yeşil gözlerini üzerime dikti bir süre kaldı öylece...Yüzünde sinsi bir gülümseme mi vardı bana mı öyle geldi bilemedim. Usulca ve kuyruğunu sallayarak geçip gitti...

Önümde uzun bir gün vardı daha...Koyu bir kahve ve sevdiğim bir kitabın gölgesine sığındım...Yudumlar ve sayfalar tükenmeden daha, canımı sıktı...Uyumak ve unutmanın sıcak şefkatli kucağına sığınsam iyi olur diye düşündüm, uyku tutmadı...Uykunun yerine bin düşünce sarıp sarmaladı...

Kalktım pencereden baktım...Bulutlar toplanmışlar yeryüzüne inmeye hazırlanıyorlardı...Ruhumu yıkar yağmur diye heveslendim, bekledim yağmadı...

Mutfağa gittim ve yemeyeceğim yemekler yaptım...Zaman geçsin bugün bitsin diye...Bir yemeğin içine kara bulutlar katarsan güzel olur mu? Olmadı elbette...

Kapı çaldı açmadım, telefonları cevaplamadım... Bugüne dair hiç bir şey hatırlamak istemedim. Pencerenin önünde öylece oturdum...Saatler geçti, aklımdan da bin bir düşünce...Kalkmadım o koltuktan...Zaman geçti düşünceler suyun dibine çöken çakıl taşları gibi indiler...Girdap durdu beynimde...İşte o an, tam o an delice bir yağmur başladı...Kara kedi koşarak kaçtı, ayağımın dibinde bir boncuk daha buldum, kırmızı küçük bir boncuk ve telefon çaldı açtım bu defa...

"Merhaba canıııım..."

Şimdi yeniden bulunan bir zamandaydım artık...Eski ve tanıdık bir zamanda...

RESİM: Alexander John White

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..