Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '12

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Eskişehir yolculuğumuzda Müzik ortak dilimizdi.

Eskişehir yolculuğumuzda Müzik ortak dilimizdi.
 

Burcu Göker ile başladığımız müzik yolculuğumuzu yazmaya devam etmek istiyorum. Baktım da 23 Eylül tarihinden bu yana bu konuda yazmamışım.

Son yazımda 28 Mayıs 2010 tarihli İstanbul Halis Kurtça Kültür Merkezi Konserimizde kalmıştık. Bu etkinlikten sonraki konser 31 mayıs Eskişehir Belediyesi Ergin Orbey Sahnesi Konseri idi. Bu konserin bir özelliği vardı. Burcu Göker ve Eric Jenkins ile birlikte bu konseri izlemek üzere İstanbul'dan 12 kişilik bir dost grubumuz bizlerle geliyordu. Günler öncesinden planlanan, tren biletleri alınan, konaklama rezervasyonları yapılan bu müzik dolu yolculuk anlaşılan çok zevkli geçecekti.

29 Mayıs sabahı Haydarpaşa garında Eskişehir trenine binmek üzere toplanan dostlarımız çok heyecanlı idi. Yolcularımızın bir kısmı Haydarpaşadan,bir kısmı ise Bostancıdan trene binecekti. Bostancıdan gelenler Heybeli Adadan sabahın ilk vapuru ile Bostancıya gelecek ve Haydarpaşa -Eskişehir trenine bineceklerdi. Herkes çok heyecanlı idi ama ben daha fazla heyecanlı idim. Zira organizasyonda bir aksilik olabileceği gibi, birbirini hiç tanımayan kişilerin de olacağı bu toplulukta herkesin mutlu olacağı bir ortamın yaratılma endişesi beni baştan sarmıştı. Gelen dostlarımız arasında klasik müzik sevmekten ve bizim dostuımuz olmaktan başka ortak noktaları olmayan arkadaşlarımız  da vardı. İçimi rahatlatan dostlarımızın hepsinin yaşları hemen hemen aynı idi,

Haydarpaşadan tren kalkınca hemen yemekli vagonda yerlerimizi ayırttık. Zira hepimiz sabah açtık ve uzun bir yolumuz vardı. Tren Bostancıya gelince hepimiz pencerelere koştuk. Amacımız Bostancıdan binecek arkadaşlarımızı bulunduğumuz vagona yönledirmekti. Pencereden sarkan, el sallayan bizler sonunda başarıya ulaşmış ve tren Bostancı'dan kalkarken herkes yerine oturmuştu. Biraz sonra restoran vagonunda masalarımızın başında kahvelerimizi içip ,kahvaltılarımızı ederken herkes çok samimi dost olmuştu bile. Ne  de olsa herkes Burcu ve Eric'in dostu idi ve müzik gibi ortak bir noktamız vardı.

Çok samimi,dostane geçen bir yolculuktan sonra Eskişehir tren garına indiğimizde bizi Eskişehirli olan dostumuz Tuba Demirci Hanım karşıladı. Tuba Demirci'yi daha önceki yazılarımı okuyanlar hatırlarlar. Burcu ve Eric  Kanada Calgary Üniversitesinde lisans üstü eğitimlerini yaparken tanıştıkları Osmanlı Tarihi hocası olan kızımız. Tuba Hanım  da Calgary'deki görevini tamamlayıp ülkemize döndü ve halen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinde doçent olarak görevine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde evlenen kızımıza buradan mutluluklar dilemek istiyorum.

Eskişehir yolculuğumuz o gün Eskişehir Belediyesinin bize tahsis ettiği konuk evinde sonlandı. Konuk evinde hepimize ayrılan odalar çok rahat ve konforlu idi. Ama Burcu ve Eric'in evli olduğunu bilmiyen Belediye Konuk evi yetkilileri onlara tek kişilik ve çok küçük birer oda ayırmışlardı. Burcu ufak tefek olduğu için ayrılan odaya sığdı ama 190 boyunda ve kilolu Eric kendisine ayrılan odaya ve yatağa sığamadı. Olaya gülerek yaklaşan genç sanatçılar o geceyi ne yazık ki o kabin gibi odalarda geçireceklerdi. Gerçi Burcu ve Eric sanatlarını icra etmek amacıyla yaptıkları bu turnelerde bu tür komik olaylarla karşılaşıyorlardı ama onları birer evlat gibi bağırlarına basan ve onların rahatı, konforu için çırpınan dostları bu olaya sessiz kalamazdı. Hemen ertesi gün Konuk evi yetkilileri ile görüşen dostlarımız Burcu İle Eric'in Konuk evinin en şık suitine geçmesini sağlamışlardı.

O gece yorgun ve mutlu uyumaya giderken ertesi günü yapacağımız Eskişehir turunun heyecanı içinde idik. Eskişehir turumuzu bir sonraki yazımda anlatacağım.

  

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..