Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe TT Arena’da futbol anlayışına yenildi (Galatasaray 2-1 Fenerbahçe)

Fenerbahçe TT Arena’da futbol anlayışına yenildi (Galatasaray 2-1 Fenerbahçe)
 

Fenerbahçe; Türk Telekom Arena'da ezeli rakibine 2-1 mağlup olarak, hem liderlik şansını tepti hem de rakibiyle arasındaki puan farkının 5'e çıkmasına neden oldu.

Maç öncesinde; Bekir'in bireysel hataya açık bir oyuncu olduğunu ve her an patlamaya hazır bir bomba gibi maçın gidişatını etkileyebileceğini ifade etmeye çalışmıştım. Maalesef ki beni yanıltmadı.

Bekir'in son maçlarda kaydettiği gollere kimse aldanmasın, kalitesi oldukça düşük bir oyuncu. Son bir yılda gelişim kaydettiği de samimiyetten uzak bir düşünce. Bu akşam kendi kalesine attığı golün dışında, bir çok maçta kritik hatalar yapmaktan kendini alamıyor.

Maç öncesi bir diğer kaygım ise; Cristian ve Mehmet Topal'ın orta alandaki etkisizliğiydi. Cristian; hem ileride Sow'a yardımcı olmada başarısız kaldı, hem de oldukça tehlikeli bir bölgede yaptığı faul ile takımın ikinci golü yemesine neden oldu.

Mehmet Topal ise her zaman ki ürkek oyununu bu akşam da sürdürdü. Topu arkadaşlarına ulaştırmakta hem geç kalıyor hem de basit top kayıplarına neden oluyor.

Bu iki oyuncunun etkisizliği ise Meireles'in yükünü ağırlaştırıyor ve haliyle agresifleşmesine neden oluyor. Cristian ve Mehmet Topal; Sezer Öztürk bir yana, Salih Uçan'ın bulunduğu yerde dahi bu takımda forma giyemezler.

Stoch'un yerine ısrarla tercih edilen Caner; maç boyunca takımı adına hemen hemen hiçbir olumlu katkı sağlamadı. Üstüne üstlük rakipleriyle gereksiz dalaşma, çirkinleşme huyundan da bir türlü vazgeçmek bilmiyor. Üzerindeki formaya yakışmayan tavırları can sıkıyor.

Açıkçası; bu akşam Galatasaray'ın bu kadar etkisiz bir oyun sergileyeceğini beklemiyordum. İki duran topla kazanılan gol ve Hamit'in direkte patlayan şutu dışında etkili bir pozisyonu yoktu. Yanlış anlaşılmasın, tabi ki almış olduğu galibiyeti sonuna kadar haketti ve bu sebeple bize düşen rakibi tebrik etmektir.

Asıl problem rakibini kötü bir zamanında yakalayan Aykut Kocaman'ın, maçı kazanabileceği fikrini bir türlü sahaya yansıtamaması. Takıma neyi aşılamaya çalıştığını anlamak mümkün değil.

- 90 dakika boyunca Sow'un yalnızları oynamasına, tek başına debelenip durmasına yine seyirci kaldı.

- Ülkemizde bulunan en vasat Brezilyalı olan Cristian'a 65 dakika sabretti.

- Krasic ve Stoch gibi hızlı oyuncuları, takımın direnci düştükten sonra oyuna dahil etti.

Sayın Kocaman'ın gönderdiği/göndermeye çalıştığı oyuncular ile ısrar ettiği oyuncuları kıyasladığımız zaman; takıma kazanımdan ziyade gün geçtikçe daha fazla zarar verdiğini kaygıyla izliyoruz. Maalesef takımda oyunu ateşleyecek, takımı gerektiğinde kendine getirecek lider bir oyuncu kalmadı.

En kötüsü de biz taraftarların psikolojik olarak takıma güveni kalmadı. Hemen hemen hiçbir maç öncesi " bu maçı kesin kazanırız" diyemez olduk.

Ancak, halen kadro kalitesinin ligimize göre iyi olduğunu, teknik ekibin yetersizliği nedeniyle belli bir oyun sistemini sahaya yansıtamadığını düşünmekteyim.

Günler, aylar geçiyor ancak takım, futbol adına hiçbir gelişim sağlamıyor. Kazansak da kaybetsek de, kötü futbol oynamaya devam ediyoruz.

Aykut Kocaman ise yaklaşımı ve hatalarındaki ısrarıyla gittikçe Aziz-leşmeye başlıyor.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 296
: 6335
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Bankacılığın stres ve yoğunluğundan fırsat buldukça, okumaya ve düşüncelerimi burada paylaşmaya ç..