Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '13

 
Kategori
Siyaset
 

Fikir söylemek ayrı, haddi aşmak ayrı...

Fikir söylemek ayrı, haddi aşmak ayrı...
 

Bilindiği üzere, uzun zamandan bu yana hazırlandığımız 2020 Olimpiyat Oyunları'nın Türkiye'de yapılması, komitenin hangi akla hizmet, kriterleri nelerdir anlayamadığım, anlamadığımdan değil aslında bilmediğim nedenlerle Tokyo'ya verilmesi üzerine ortalık karıştı...
 
Daha oylama yeni bitmişti ki, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi ve çocukları ile 16 saat uçarak gittikleri Buenos Aires’ten beyanat verdiler...
 
"İstanbul’un kaybetmesini sevinçle karşılayan çevreler sorusuna ben cevap vermeyeyim. O soruya halkımız en iyi cevabı zamanı gelince verecektir."
 
Ne demek şimdi bu? Sevinen kim? Ne diye sevinmişler? Böyle bir organizasyonun Türkiye'de yapılmamasına sevinen kişinin AKLINDAN ZORU olması gerekir.
 
Diğer yandan...
 
Üç aday şehirden Madrid ve İstanbul'un eşit puan alması ve ardından yapılan her iki şehir arsındaki ikinci oylamada İstanbul'un finale kalmasını "Büyük başarı" olarak sunulması da aynı şekilde akıl zorlamasıdır.
 
Devlet ve o devleti yönetme yetkisine sahip olan iktidar partisi olarak İstanbul'a olimpiyat oyunlarının verilmemesinin nedenlerini önümüze koyup tartışacağınıza, "Sevinenler var" diye suçlu aramanın bir faydası olmadığını bilmeniz gerekir.
 
Siz, "Neden verilmedi" sorusunun cevabını biliyor musunuz? Biliyorsanız anlayacağımız şekilde, siyasetten uzak, suçlu aramadan anlatın, anlayalım.
 
Hadi geçtik bunu...
 
Milletvekilimiz Yaşar Karayel de olimpiyatların Türkiye’ye verilmemesi ile ilgili yazdığı mesajda, ‘‘Tencere-tavacılar, geziciler, olimpiyatları alamadık diye seviniyorlar. Bunların derdi çapulculuk. Çapulcuların işi ne? Vatana ihanet” değerlendirmesi yapıyor...
 
Orada bir duracaksınız Yaşar Karayel...
 
Milletvekili sıfatını taşıyor olmanız, size hakaret etmek için yetki vermez. Haddinizi aşmanız için hiç yetki vermez.
 
Ben, İbrahim Pekbay olarak "Gezi Eylemi"nden yana tavır koydum, "Tencere-tavacı"lardan yana tavır koydum, "Evet, çapulcuyum" da dedim...
 
Ama... Olimpiyat Oyunları İstanbul'a verilmedi diye de sevinmedim. Aklım üstümde, "Neden vermediler acaba" diye sorgulamaya çalışıyorum.
 
Ancak... Hiç bir zaman "Vatana ihanet" içinde olmadım, olmam da... Sizin böyle bir yorumu "Genelleme" olarak yapma hakkına sahip değilsiniz, haddiniz de değil.
 
O zaman n'apacağız?
 
Haddimizi aşmayacağız Sayın Karayel...
 
Düşünce özgürlüğü içinde iktidarınız ile ilgili fikirlerimizi söylerken size ve sizin gibilerine bugüne kadar "Vatana ihanet içindeler" dedik mi?
 
Demedik... Çünkü biz, yazarken de konuşurken de her kelimemize dikkat ederiz. İnsanları incitmemek için kırık düşünür, bir laf ederiz.
 
Bugünkü yazımızın konusu bu değildi, ama o kadar ağır laf etmişsiniz ki Sayın Karayel, size seslenmek zorunlu oldu.
 
Sözün özü Sayın Karayel, lafınızın nereye gittiğini bilirseniz seviniriz. Ulu orta "Vatana ihanet" suçlaması yapamazsınız.
 
xxx
 
Bu arada Sayın Sadık Yakut da Olimpiyat Oyunlarının İstanbul'a verilmemesi üzerine Twitter hesabından farklı bir açıklama yapmış. Sayın Yakut, sayfasına Türkiye’nin bütün kriterleri yerine getirmesine rağmen AB’ye de alınmadığını belirterek, “Şartları taşımamıza rağmen olimpiyatları vermiyorlar. Türk ve Müslüman Ülkeler Olimpiyatları düzenleyelim” yazmış.
 
Buradan Sayın Yakut'a sesleniyorum...
 
Kendisi TBMM Başkan Vekili, bilgisi dahilinde ise "... bütün kriterleri yerine getirmesine rağmen..." derken AB'ye alınmayışımızın nedenlerini ve "...yerine getirdiğimiz..." kriterleri açıklar mı?
 
İkincisi...
 
Olimpiyat oyunlarının "Şartları" ne idi, biz neleri yaptık tam olarak, neleri yapmadık da vermediler, buna da bir açıklık getirir mi?
 
Biz de "... Türk ve Müslüman Ülkeler Olimpiyatları..." düzenleriz başarabilirsek, hiç bir saorun yok burada. Ancak bu düzenlemenin nasıl "Olimpiyat" olacağını da açıklar mı?
 
Çünkü, daha önce benzer organizasyonlarda ev sahipliğini yapmıştık...
 
Vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim...
 
10 EYLÜL 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..