Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '06

 
Kategori
İzmir
 

Fransız Kültür Merkezi

Ermeni soykırımı uydurmacasına, "yoktur!" diyenlere ceza uygulanmasına ait AB duyarlılığının ilk ayağı, her şeyde önceliği almaya meraklı Fransa meclisinde kabul edildi. Soykırım yapılmıştır kararını ilk kabul eden AB ülke meclisi de yine Fransa. Bu Fransızların genel karakteri olmalı. "Burnu düşse eğilip yerden almaz" cinsten kendini beğenmişlik. Hani, çoğu Türk entelektüellerinin kitaplarında, yazılarında bol, bol Fransızca kelime kullanması beğenmişliği.

Start verilmiştir. Kademe, kademe diğer AB ülkelerinde aynı kararın alınacağından ve buna bağlı olarak ceza yasaları çıkarılacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Bizim entelektüellere son yıllarda bir şeyler oldu. Artık başarıya giden yolda icazet aldıkları yer Ermeni vakıfları. Bu vakıflara göbekten bağlı Alman ve Amerikan vakıfları ise kamuflajı.

Yetersizliklerinden midir? Sipariş üzerine çalıştıklarından mıdır? Nedir bilinmez icazeti müteakip ilk yaptıkları iş, Ermeni ve Kürt meselesinde ahkam kesmek.

Sonrasında gelsin ödüller.

Bu gün Fransa meclisinde kabul edilen yasa ile Türkiye Cumhuriyeti ve Türkler ağır hakarete uğratılmışken, aynı gün Nobel Edebiyat Ödülü'nün bir Türk’e verilmesi tesadüf mü? Her yıl edebiyat ödülleri 12 Ekimde mi? verilmiş. Bu tasarının oylanacağı günler öncesinden belliyken aynı gün edebiyat ödülünün açıklanmasında bir tuhaflık yok mu? Geçmişte olduğu gibi geciktirilemez miydi? Bu bir mesaj mıdır entelektüellere.

Arnold J. Toynbee, 1926 yılında Türk Devrimi üzerine yaptığı incelemesinde; "...Bizim Batı toplumumuz, dünyanın başka uygarlıklarına ısrarla burnunu sokmuştur. Önce hepsini, kendi ekonomik ağının içine çekmiştir. Sonra politik gücünün sınırlarını, ticaret sınırları kadar uzaklara götürmüştür. Nihayet komşularının hayatlarını, en güzel yerinden, sosyal kurumlar, manevi heyecanlar ve fikirler yüzeyinden istilaya koyulmuştur." derken sanki bu günlerimizi anlatmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türklere hakaret edilmesine yol açan bugüne gelmemizin sorumluları, siyasiler ve entelektüellerdir. 1923'den itibaren tezgahlanan bu oyunun sonlarına yaklaşıyoruz. Hala aymazlık devam ediyor.

Toplum olarak nasıl tepki göstereceğimizde bile mutabık değiliz. Yoğurtları mı dökelim, yumurta mı atalım, Cezayir soykırımı yasası çıkaralım, kaçak Ermenileri geri yollayalım, AB yargısına baş vuralım (hala batıdan umudumuz var), vs. , vs..

Olacak iş değil, siyasiler ve entelektüeller bu halkı çıldırtmaya mı çalışıyor. Nerede devlet adamlığı, nerede önderlik, nerede akılcılık?

Lübnan’a hayırlısı ile askerimizi uğurladık. Birliğimize kim komuta edecek? Fransızlar. İvedi BM’ye başvurmakta fayda var. Ermeniler Lübnan da askerimize karşı gösteriye başladı bile.

Türkiye’nin Büyükşehirlerinde Fransız Kültür Merkezleri var. Bu merkezlerde her türlü etkinlik yapılıyor. Bizden yürüttükleri tarihi eserler bile bu merkezlerde sergileniyor. (İzmir Fransız K.M.-Bağdat mebusu yazımda belirtmiştim.)

Bu merkezlerin işlevsiz hale gelmesi sağlanabilir. İzmir Fransız K.M.’nin sponsorları kimler biliyor musunuz? Sayayım. Konak Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İksev, Arkas, Dyo, K.Kulüp Derneği, Garanti, Birok Carrefour. Hadi firmaları anladık. Belediyelere ne oluyor? Belediyeler ivedi desteğini kesmeli.(Merkez yeniden düzenlenirken belediyenin çok yardımı oldu, bu da ayrıca irdelenmeli).

Fransızca isimler gırla gidiyor ülkemizde. Entelektüellik yapacağız ya. Ticarethanelerin isimlerine bir bakın. Her taraf küçük Paris. Paris Caddesi başkente yakışıyor mu?

İngiliz tarihçiye kulak vermek gerekiyor. Batı istilası; sosyal kurumlar, manevi heyecanlar ve fikirler yüzeyinden hızla ilerliyor.

Fransızlar aslında bize iyilik yaptılar.

İstilaya dur demenin zamanıdır.

 
Toplam blog
: 58
: 708
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Erzurum 1959 doğumlu. İşletme mezunu. Bir Kamu şirketinin Muh.Md.Yrd.'dan emekli. Kent yaşamının zor..