Gezgin'in Seferihisar notları

Yoncaköy tatilinde sıra Seferihisar’a geldiğinde, Kuşadası – Seferihisar dolmuşuna bindik.  Özdere, Gümüldür, Ürkmez, Doğanbey derken Seferihisar’a vardık.  Sakin bir yer olduğunu düşündüğüm bir sırada “Türkiye’nin cittaslow başkenti” ibaresiyle karşılaştım. İtalyanca’da Sakin Şehir demek olan tanım, uluslararası bir birliğin verdiği payeymiş.

Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğini ve özelliğini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen kasaba ve kentlerin katıldığı bir birliğe üye olmuş. Sakin şehrin sembolü de Salyangoz seçilmiş. Meydanda koca bir salyangoz heykeli bulunuyor. Bazı evlerin çatılarına da salyangoz şeklinde süs yerleştirmişler. Çok sıcak ve sevimli bir hava yaratmış.

Cuma günleri pazarı var. Oldukça büyük bir Pazar. Mevsim sonu olmasına karşın ürünleri bol ve kaliteli. Pazar dönüşü bir minibüse binip Sığacık’a gittik. Küçük bir liman kenti. Denizcilere sığınak yeri olan yer demekmiş. Yeni bir liman inşa etmişler. İçinde hediyelik eşya dükkanları, cafeler ve lokantalar için yerler var. Daha tam açılmamış. En zoru da tuvaletinin bozuk olmasıydı. Yepyeni bir yer yapıp da tuvaleti ihmal etmek çok da hoş bir izlenim yaratmadı bende.

Liman sonrası, 16. Asırdan kalma Sığacık Kalesi’ne gittik. Bence Sığacık’ın en güzel tarafı dar sokakları, eski evleri ve balıkçıların bulunduğu küçük alanıydı. İnsanları sıcak, balıkları taze. Denize girmek isteyenler için merkeze 3 km. uzaktaki Akkum Plajı öneriliyor. Oraya da minibüsler var. Kaynak sularından dolayı suyu serin.

Kültürel geziler için Teos Antik Kenti’ni ziyaret etmek gerek. Türkiye, arkeolojik açıdan bir hazine. Bu kıymete sahip çıkmalı. Teos da diğer kazı alanları kadar özeni hak ediyor.

Bunca laftan sonra gezinin sonunda ne kaldı geriye diye sorsanız; bir tatlı sakinlik, sıcaklık ve lezzet derim.

Çimen Erengezgin