- Kategori
- Kent Yaşamı
Gökten üç hıyar düşmüş
Hiç Ankara da Gaziosmanpaşa nın Topraklık tarafına yakın yerleşim bölgesinde bir hafta sonu geçirdiniz mi? Geçirenler ya da o tarafta oturanlar bilirler. Allahım ne kadar çok evlenecek insan varmış. Hafta sonları yetmiyor. Durmadan usanmadan evleniyorlar. Sanırım masal kahramanlarına imreniyorlar. Çünkü 2 gün 2 gece düğün yapıyorlar. Gökten 3 elma düşürmeyi bekliyorlar herhalde... Ama bu düğünde 3 elma düşemez yarı yoldan geri döner düşse düşse 3 hıyar düşer.
Sana ne ?diyeceksiniz. Ancak ben de Köroğlu nun sonlarında oturuyorum ve bu bölgeye çok yakınım. Dinlenmek için bir tek haftasonum var. Haftasonları terasta öğlen saatlerinden sonra oturulmaz oluyor. Bir elektro saz sesi bu kadar mı bet olur ya…Ona eşlik ritm duygusu mafiş bir darbukacı (hepsi ayrı telden çalıyor )ve de bir o kadar bet sesli bir türkücü adam…Sanki hep aynı türküyü söylüyormuş gibi…Hatta oğlum ” anne bu türkü ne kadar uzunmuş” dedi….:)))) )Çıkan sesler müzik mi? Gürültü mü karar veremedim. Şikayet için valiliğin gürültü merkezini aradım.”Komşu düğünü mü ? “diye sordular. ”Komşu düğünü ise biz değil zabıta ilgileniyor” dediler. Komşu düğünü mü? Ben de kendime sordum. Bu ne olaki?. Düğün mü? sorusunun cevabını bile bilemiyorken , bir başka soru daha var cevabı olmayan… Cumartesimi pazarımı hiç umursamadan berbat eden, bu garip sesleri çıkaran insanlar benim komşum mu ki?.Ses nerden geliyor belli değil. Ama beynimde çalıyormuşcasına yakında. Sanki gökte düğün var. Nasıl güçlü ses sistemi anlatamam. Yemin ederim Iron Maden in konserlerinde bile bu kadar kaliteli ses sistemi yoktur. Bir de havai fişek edinmişler. İki arada bir derede onu patlatıyorlar. Anladığım kadarı ile ellerinde bol miktarda var. At at bitmiyor. Acaba emniyetten izin aldılar mı ki?. Bir lazer gösterisi eksik.
İnşallah ses kabinleriniz patlar diye dua ederken bir yandan da şikayet mercilerini aramaya devam ediyordum. Zabıta 153 e 153 gürültü merkezine gürültü merkezi başka bir valilik merkezine orası emniyete sevk ede ede sonunda 155 i aradım. 155 on kere aradıktan sonra cevap verdi. Yani biri sizi kesiyor olsa on kere arama şansınız olmayabilir. Bu da ayrı bir konu tabiki... Bir ekip gönderdiler. Ekibi görünce sustular. Ekip gidince yine başladılar. Sokak düğününün para cazası 70 TL imiş. Ödeyip ödeyip devam edebilirler. Zaten gelen polis memurlarının bir kısmı da o bölgenin sakiniymiş. Eh artık çaresizliğimin boyutunu siz anlayın.
Benim uğraşacak halim kalmadı . Bu yolla bir kurtuluş olmadığını idrak ederek kulaklarımı tıkadım.Nafile… Terasda oturmak imkansız, uyumak imkansız, sohbet etmek imkansız, kitap okumak imkansız. Müzik dinlesem zeminde hep bet sesli bir adam ve elektro saz sesleri eşlik ediyor. Dinlediğim müzikten nefret etmemek için müzik de dinleyemedim. Birden yağmur başladı . Gök gürültüsünü hiç bu kadar huşu içinde dinlememiştim. Evet evet gök gürültüsü eğlenti seslerini susturmuştu. Yağmur dolu fırtına şimşek yıldırım en sevdiğim şeyler gibi geldi bana… Kendimi Walt Disney in Kahramanı olan Cadı Mim ya da 101 Dalmaçyalılar da ki Cruella (Zaten saçımın boyası gelmişti yarısı beyaz yarısı siyahtı)gibi hissettim. Mutluluktan kendimi kaybetmişken yağmur durdu. Hava açıldı. Anında bir dakika bile kaybetmeden yine aynı eğlenti başladı. Sinir harbinden yorgun düştüm. 11 de uyuyakaldım. Kabus hala devam ediyordu. Ama artık ben duymuyordum. Şimdi elden düşme kelepir bir yağmur makinası arıyorum. Hafta sonları o bölgede suni bir yağmur fırtınası yaratmayı planlıyorum. Ya da çok beklenmeyen bir şey olur ben de bu müziğin !!!!!!! müptelası olabirim.