Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '16

 
Kategori
Şiir
 

Gökyüzünü yüzünde taşıyan güzel

Anormal bir heyecan sarmış bedenimi... 
Yalnızım, anlamsız, tarifsiz bır durum bu bendeki... 
Anlam veremiyorum, merak ediyorum sebebini... 
Tek yapabildiğim, tek seçeneğim bu, beklemekten baska... 
Şaşırmamak, birşeyler aramamak imkansız, elimde değil... 
Etrafıma bakınıyorum, içim kıpırdıyor, inanılmaz bir his bu... 
Çok geçmiyor, farkına varamadan hissetmiş yüreğim varlığını...
Kalp atışlarımın hızlanmasının sebebi buymuş demek... 
Demek buymuş beni değiştiren...
Yine karşımda, sadece biraz ileride duruyor...
Bu kadar yakınımda...
Muhteşem bakışları bomboş, sadece gerektiği için baktığı belli...
O bakışları ziyan ediyor, halbuki ne bedenlere can verebilir... 
Bilmiyor yada bilemiyor... 
Saçları yine havalı, olabildiğince güzel... 
Parlıyor her bir teli... 
Sevimli bir ceylanı anımsatıyor duruşu... 
İncecik, öylesine zarif, oylesine tatlı ki... 
Yürüyor işte yavaş yavaş, bir kuğu sanki...
Her adımında yüzündeki mimikleri değişiyor... 
Her yanı kıpırdıyor, dev bir dalga gibi aynı...
İçinde heyecan barındırıyor en çokundan...
Bu kız bambaşka birşey...
Gökyüzünü yüzünde taşıyor sanki... 
Konuşmuyor benimle, görmüyor, bakmıyor bile... 
Yetiyor bana bu heyecan, uzak olsa da gözlerine gözlerim... 
Bakışmasam da bakmak yetiyor, yettiriyorum kendime... 
Her adım atışı bir deprem yaratıyor derinimde... 
Her adımı ayrı bır sallantı, yürüdükçe zedeleniyor yüreğim... 
Git gide uzaklaşıyor, gözlerim emir almış asker gibi... 
Bırakmıyor nöbet yerini, kaybedene kadar izliyor ardından... 
Keşke hep boyle kalsa, bu muhteşemlik bozulmasa... 
Bu heyecan bitmese, sürse saatlerce demek çare olmuyor bana... 
Demeye kalmadan bir yolda buluyorum kendimi... 
Rüya mıydı, hayal miydi, gerçek miydi duraklarına uğruyor aklım... 
Teker teker, sırasıyla...
Boşveriyor kendine yöneliyor, soruyor... 
Doyar mıydım acaba diye... 
O gözlerini seyretmeye... 
O saçlarını taramaya, taraksız sadece ellerimle... 
O elleri hele, küçücük, yavru bir kedi sanki sevilmeyi bekleyen... 
Tutmak hiç bırakmadan, terden ıslanana kadar... 
Sevmek, her bir parmağını ayrı ayrı... 
Hele avuç içleri, öpmek doyana kadar... 
Hayali bile iç gıcıklıyor, bir taraftan acıtırken... 
Gökyüzünü yüzünde taşıyan güzel... 
Ayımın, yıldızlarımın, güneşimin sahibi... 
Yine kayboldun işte!.. 
Yağmurla gelen gökkuşağı gibi... 
 
Hoşçakal....
 
Toplam blog
: 30
: 451
Kayıt tarihi
: 20.03.09
 
 

Yazmak paylaşmaktır. Paylaşmaksa biz insanların hiç bir zaman değiştiremeyeceği vazgeçilmezimizdi..